Ekonomik koşulların altında ezilen insanların varlığını görünce ekonomiyi düzeltmekle mükellef olan yöneticilere çağrıda bulunup toplumun refah düzeyini yükseltmek için acil eylem planı yaparak harekete geçmelerini isteyerek bu anlamda yazılar kaleme alıyoruz.
Böyle bir ortamda ‘geçinemiyoruz’ diyenlerin fütursuzca harcama yaparak gereksiz masrafların içine girdiklerini görünce ‘bu insanları anlamıyorum’ demekten de kendi alamıyorum.
Kurban Bayramı’nda kişi başı 5 bin lira vererek ailesiyle tura çıkanları mı ararsınız. Lüks otellerde bayram tatilini geçirenleri mi ararsınız. Bu harcamaları yapanlar aynı zamanda ‘geçinemiyoruz’ diyerek ağlayan kişiler bir de…
Demek ki durumları iyi ki bu kadar harcamanın içine giriyorlar diyorum. Bir anlamda üzüntüm de ortadan kalkıyor bu tür insanlar için.
Aynı fütursuz harcamayı yapan kişiler tatil öncesinde sosyal medya hesaplarında ‘öldük, bittik’ diyerek ekonomik sıkıntıları dile getiren paylaşımlarda bulunuyorlar!
Tatil dönüşü yine başlarlar aynı türden paylaşımlarda bulunmaya…
Devlette çalışıp aldıkları maaşın yetmediğini söyleyenlerin tatilde harcadıkları parayı nereden nasıl temin ettiklerini de doğrusu merak ediyorum. O kadar tüketim toplumu olmuşuz ki, lüks ve savurganlıktan kaçınmıyorlar.
Sonra da gelip devletten daha fazla maaş bekliyorlar!
Etrafımda o kadar çok insan var ki böyle savurganlık anlamında fütursuzca harcama yapanlar. Artık onların bu tür serzenişlerine kulak asmayacağım.
Sanırım biz insanları yanlış tanıyoruz. Yoksa bu kadar iki farklı insan davranışı sergiler mi insan?
Kimsenin parasının hesabını yapmıyoruz ama iki farklı insan modeli ortaya koyan bu tür kişileri sanırım bizlerin gördüğü gibi yetkililer de görüyor olsalar ki ‘memlekette aç insan yok’ diyerek konuya yaklaşıyorlar.
İki gece konaklamalı, 3 gündüz bir tur için 9 bin lira ödeyen kişi devlet memuru olursa ve ailesiyle birlikte tatile giderse demek ki bu tür insanların tuzu kuru demektir.
O zaman ağlamaya, sızlanmaya da hakları yoktur diyelim ve geçmiş kurban bayramınızı kutlayalım.