Adana Büyükşehir Belediyesi’nden yine hatırı sayılır(!) derecede işçi çıkışı gerçekleşti. Bu çıkışların yapıldığı gün ne kadar yetkili isim var ise belediyeden uzaklaşarak kayıplara karışmış!
Çok ilginç değil mi?
İşçi çıkarıyor iseniz çıkardığınız gün orada makamınızda olun. Size sorulacak sorulara da yanıt verin.
İşten çıkarılan kişi ‘neden beni işten çıkardınız?’ dediğinde söyleyecek sözünüz olsun…
Aslında işçi çıkarmak çok doğru bir yöntem değil. Çalışmasından rahatsızlık duyduğunuz sayısı bir elin parmağını geçmeyecek insanlarla çalışmayabilirsiniz. Sorun çıkaranla yollarını ayırabilirsiniz. Lakin siyasi hisle ve yaklaşımla insanları işinden etmek de ne Allah katında ne de kul katında makbuldür.
Bir de bunun sorgusunu ve sualini vermek var.
İşçi çıkışları konusunda Ak Parti ve MHP’nin belediye meclis üyelerine Kasım ayında yapılacak olan meclis oturumlarında büyük iş düşüyor. Şimdi bu meclis üyesi arkadaşlar borçlanma konusunda yetki verir iken kurdukları irtibatı acaba işçi çıkarmalarda kurabilecekler mi?
Hiç sanmıyorum!
Yılbaşından sonra işçi çıkışlarının ve sözleşmelilerin durumlarının netleşmesi ile ortalık iyice karışacak. Belediye başkanlarının yakınları, belediye bürokratlarının birinci derecedeki akrabaları bakalım bu çıkışlardan nasiplerini alabilecekler mi?
İşin garip yanı, Seyhan Belediye Başkanlığı döneminde Zeydan Karalar’ın kendi belediyesinde de bankamatikçilerin olduğunun ifade edildiği ortamda bu işçi çıkışlarını nasıl izah ederler bilemem ama sonuç itibariyle işçilerin kapı önüne konulmasının yankıları Karalar’ın hanesine eksi olarak yazıldığını düşünenlerdenim.
Sayısı ve içeriği hakkında kesin bilgi sahibi olunmamakla birlikte sosyal medya hesaplarından takip edebildiğim kadarıyla çok insanın canı yanmış. Çok insan kapı önüne konulmuş. Hak mıdır? Adalet midir? Artık bunun faturasını siyasi partiler ve siyasi kişiler verecek.
Kanımca doğru bir yöntem değil bu uygulama…
İnsanların mağduriyetler üzerinden belediye başkanlığı yapmak da hiç hoş değil…