Türkiye’yi yasa boğan ‘EYLÜL’ isimli körpe yavrunun katledilmesi olayından sonra ülkemizde idamın yeniden getirilmesi tartışmaları başladı, alevlendi.
Ülkemizde Eylüllerin ölümü ne yazık ki bitmiyor! Gün geçmiyor ki Eylül vakaları duymayalım.
Böylesine bir vahşeti işleyenler de bu ülkenin insanları. Ne oluyor bize?
Kendimize gelmemiz gerekiyor. Canice işlenen cinayetlerin artık son bulması gerekiyor. Çocuğa yönelik bu tür eylemler insanların ‘idam yeniden gelsin’ diyerek isteklerin artmasına neden oluyor. Ne yazık ki idareciler de idamın yasalaşması adına dik duruşlarını ve tavırlarını ortaya koymaktan imtina ediyorlar. Topu herkes bir başkasına atıyor!
Eylül gibi yavrularımız canına kıyanların cezasını vermesini maalesef kader mahkûmu olanlardan bekliyoruz. İstiyoruz ki veya yaşayarak görüyoruz ki Eylül gibilerin canına kıyanlara bu kader mahkûmları ceza evlerinde gereken dersi versin!
Bu da ayrı bir toplumsal facia olur. Nitekim oluyor da…
Daha önce yaşanmış birçok örneğinde olduğu üzere…
Bir mahkûmun diğer mahkûma vereceği ceza, bu toplumun ayıbıdır. Onun içindir ki yasa yapıcılar toplumdan gelen isteklere göre yasa yapmalıdır. Biran önce idam cezasının gelmesini eğer bu toplum istiyor ise yasa yapanlar da bu sese kulak vermelidir.
Topu başkalarına atarak bu sorumluluğu üzerlerinden atamazlar!
Toplum olarak nereye gidiyoruz böyle diye oturup düşünmek gerekiyor.
Acı gerçeklerle yüzleşmeli, ülke insanının acı çekmemesi adına da ülkeyi yönetenler acil olarak önlemlerini almalıdırlar. İdam cezası konusunda da toplumdan gelen istekler doğrultusunda bu meclis acil eylem planını gerçekleştirmelidir.
Yoksa daha Eylüller çok ölecek, bizler de kahrolacağız.
Acı çekmek istemiyoruz, çocuklarımızı da böylesine hunharca olaylar ile kaybetmek istemiyoruz.