Kadın olmak zor bu ülkede…
Bütün yükü siz çekersiniz. Yeri gelir evin hem erkeği, hem de kadını olursunuz. Dişisiniz, yuvayı sen kurarsın, yüceltirsin.
Belirli günlerde ‘Cennet anaların ayakları altındadır’ sözüyle hatırlanır, yasak savar gibi onure edilirsiniz.
Sonra…
Siyasette varlığınız yok sayılır.
Son günlerde partilerin belediye başkan adayları ve belediye meclis üyeleri listelerinde kadınların daha fazla yer almadıklarına yönelik eleştiriler yüksek ses tonu ile dillendirilmeye başlanıldı. Aslında partilerin listelerine bakıldığında ‘kadın yok sayıldı’ demek pek mümkün değil!
Çünkü öyle ya da böyle listeye alınmışlar kadınlar. Onların da siyaset yapmalarına imkan tanınmış. Lakin seçilecek noktalarda yer almaları çok az dikkate alınmış. Yazılan liste yerleri ‘listede kadın olsun’ cinsinden oluşturulmuş.
Listeye alınan kadın adaylar da ‘erkek tanıdıklarının sayesinde listeye alınan kadınlar’ olarak karşımıza çıkıyor. Yani orada da kadın siyasetçi olarak tırnaklarıyla siyaseten kazıyarak bir yerlere gelmiş isimlerin yerine, ailelerinin geçmiş yıllardaki politik birikimlerinden ötürü, tanıdıkları erkek politikacıların kanatları altında yer almalarından dolayı listeye yazılan isimleri daha çok görünce bunları söylemek durumunda kaldım.
İnsanın gönlünden geçenler her daim gerçekleşmiyor. Siz ne kadar ister iseniz isteyin, erkekler karar veriyor sizin nasıl siyaset yapacağınıza.
Kadın genel başkanı olan partilerde dahi erkeklerin egemen olmasını da hiç anlamış değilim. Onların da listeleri erkeklerden geçilmiyor.
Liyakatsiz, bilgi ve birikimi olmayan, vizyonu olmayan kadın olsa ne yazar, erkek olsa ne yazar…
Önemli olan şehre katkı koyabilecek insan olması…
Geriden gelen politikacıların önünü açmakta kısır bir döngü içinde olan erkek siyasetçilerin de artık hakikati görmeleri gerekiyor. Kadına daha fazla politika yapma yetkisi vererek onları katılımcı yapmak gerekiyor.
Adana’da bir tane kadın belediye başkan adayı gösterilemez miydi? Neden çok görüldü?
Sebeplerini elbette çoktur. Bence en önemli neden kimin nereye aday olacağına karar verenlerin erkekler olmasıdır.
Meral Akşener’in partisinin dahi erkek adaylara yer vermesini de ‘Akşener’in erkek siyasetçiler tarafından kuşatılması olarak ‘ değerlendiriyorum.
Bazen de ‘biz kadınlar bunu hak ediyoruz’ diyerek kendimize kızıyorum.
Demek ki ekmemişiz ki biçelim…
Hoş, ekmeye de izin vermiyorlar. Siyaset yapan kadınlar da ‘önce ben’ diyerek her şeye atladıkları için ortaya çıkan görüntü sanırım biraz bundan kaynaklanıyor.
Gelelim erkek adayların kadınlardan, annelerden, bacılardan, eşlerden oy istemelerine.
Listeye koymadıkları kadınları da oy deposu olarak görüp hamasi nutuklar ve ayakları yere basmayan vaatler ile bir günlüğüne kandırıp oylarını alıp 5 yıl rahat ediyorlar.
Kadınları daha fazla aktif siyasette görmek adına hayallerimizin olduğunu belirtelim ve tüm kadın, erkek adaylara 31 Mart yerel seçimlerinde başarılar dileyelim.