Her insanın yaşanan bu pandemi sonrasında birbirine sorduğu en önemli soru ‘Korona sonrasında ne olacak?’ sorusu oluyor.
Ekonomilerin felç olduğu ülkeler korona sonrasında nasıl bir yapılanmaya gidecekler ki halkının ve ülkesinin ekonomisini yükseltsinler. Herkes bir hesap yapmaya başladı. Hesaplar da ne kadar tutacak onu da ancak Allah biliyor.
Türkiye açısından zor günler bizi bekliyor. Ülkede ticaret yapan insanlar ve tüm iş kolları resmen sekteye uğradılar. Kira paralarını ödeyemeyen işletmeler, elektrik ve sularının akıp yanmasına dua edecek duruma geldiler.
İşsizlik hat boyuna yükseldi ve daha da yükselecek. Aç insanlar var ülkede. İşsiz kalan insanlar ailelerini nasıl geçindirecekler? Şu gün olmuş halen daha çözümlenmeyen ortada duran o kadar sorunun yanıtı var ki bu belirsiz ile ilgili inanın altından kalkacak kadar durum kolay gözükmüyor.
Bugün korona konusunda alınması gereken en önemli tedbirlerden birisi de evrelerin hayata koyulup insanların artık ekonomileriyle uğraş verdiği günlerde neler yapılacağına dair ekonomi kurmaylarının acilen önlemleri alarak bunu da bir takvim dâhilinde uygulamaları gerekiyor.
Tarım arazilerinin iyi değerlendirilmesi, gelecekte yaşanacak su savaşlarına karşı acilen önlem alınması, yer altı zenginliklerinin dünya ölçeğine göre değer bulacağının farkına vararak iyi değerlendirilmesi gerekiyor. İnsanların artık birbirlerine karşı mesafeli olacakları ortamlara giriyoruz.
Güven meselesi de kalmamaya başlayacak. Cebinizdeki para ile cüzdanınız geçerli akçe olacak. Devletten her şeyi bekleme dönemi de kapanacak. Devlet baba imajı da artık yok olacak bu gidiş ile…
Böyle bir süreç bekliyor bizi. Yani ekonomi anlamında zor günler. Bizlerin evlatlarının kendi evlatlarına anlatabileceği ‘Korona öncesi şöyle iyiydik’ diye başlayan cümleler ile sözlerine başlayarak bu korona öncesini ballandırarak anlatacağı günlere göreceğiz.
Korana sonrası ekonomik felakete hazır olmalıyız. Yoksulluk felaketi kapımızda…
Bunun için de lider ve büyük ülke olan Türkiye’nin kenetlenerek israftan da kaçınarak kendine gelmesi, ileriye dönük radikal kararlar ile gelir dağılımını yeniden adil hale getirerek dizayn etmesine geçmesi gerekiyor.
Yoksa…
İnanın yoksa ne olur sorusunun yanıtı kısacası felaket olur…