10 gün sonra Mübarek Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz. Dini vecibelerin gereği kurban keseceğiz.
Keseceğiz ama el yakan fiyatlarla kurbanı nasıl alıp keseceğiz onu da kara kara düşünmeye başladık. Kurbanlık fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 25 oranında artış göstermiş. Her ne kadar yüzde 10 oranında artış var diyerek söylenmiş olsa da kurban pazarında durum öyle değil.
Emekli, anne ve babadan maaş alan, kıt kanaat geçimini sağlayan bir ailenin kurban kesmesi biraz zor gözüküyor.
Elinizi attığınız bir kurbanın fiyatı bin 500 liradan başlıyor. Ekonomik kurban bulmanız da mümkün olmayınca işimiz zor gibi…
Dün ailemle birlikte kurban pazarlarını dolaşarak bir kurbanlık bakalım dedik. Elle tutulur bir kurbana baktığınızda iki bin lira fiyat istenildiğinde ne yapacağımızı şaşırdık!
Allah bu insanların yardımcısı olsun diyorum. Dini vecibeleri yerine getirmek de artık ekonomiye bağlı. Gerçi diyeceksiniz ki insanoğlu neye para bulmuyor ki ona bulamasın!
Bulan da var, bulamayan da… Durum böyle olunca kurbanlıkları seyreden de var, alan da var.
Ülkemizde hayvancılığı adeta dar bir kalıp içine hapseden yönetim anlayışı ile eti de ithal eden bir ülke olduğumuzu hatırladım hayvan pazarında.
Etin kilosunun 60 liraya ulaştığını söyleyen kurbanlık satıcısına da hak vermemek elde değil. Yurttaş ne yapsın o vakit?
Tarım politikası dibe vurdu, hayvancılık politikası da dibe vurunca yetiştiren de ucuza yetiştiremeyince hayvanı, haliyle kurbanlık fiyatları astronomik rakamlara ulaşıyor.
Biri yer biri bakar misali olacak kurban etleri…
Etrafımızdaki onlarca kurbanlık alamayan insanların varlığını görünce de insan olarak üzülüyoruz.
Bu koşullar altında kurban bayramına gidiyoruz yavaş yavaş.
Şimdiden hayırlı bayramlar olsun diyelim ve ağız tadıyla tüm insanların kurban bayramını huzur ve mutluluk içinde aileleri ile birlikte geçirmelerini dileyelim.
Fiyatlar astronomik de olsa kurban kesmenin faziletini yaşamak gerekir diyerek yazımıza nokta koyalım.