Hz Peygambere bir ihtiyacının giderilmesini isteyen biri geldi. Hz. Peygamber, yanında oturan arkadaşlarına yöneldi ve onlara, "Aracı olun mükâfatınız verilir" (Müslim) buyurdu. Çünkü yine Peygamberimizin beyanı ile, "Hayra vesile olan, hayrı yapan kimse gibidir." (Tirmizî)
Hayra vesile olan ve bu şekilde yapılan "Sanki Yedim Camii " Adanalı Şakir Efendinin İstanbul'da yaptırdığı Sanki Yedim Camii’nin İlginç Hikâyesi…
Sanki Yedim Camii, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alan, Osmanlı döneminden kalma tarihî bir ibadethanedir. Osmanlı döneminde, orta halli bir esnaf, padişahların yaptırdığı selatin camilerini görüp imrenmiş ve kendisi de bir cami yaptırmak istemiş.
Cami yaptırma niyeti kalbinde öyle güçlenmiş ki, bir tutku halini almış. Ama ne hali, ne de maddî durumu cami yaptırmaya müsaitmiş.
Her zaman olduğu gibi çevresindeki insanlar yolundan çevirip, ümidini kırmak için seferber olmuşlar. “Gel vazgeç bu sevdadan, boyundan büyük işlere kalkışma…” deseler de o yolundan dönmemiş.
Ve “işten artmaz dişten artar.” düsturuyla azmetmiş, nefsinin arzularını dizginleyerek para biriktirmeye karar vermiş. Ne zaman ki canı bir şey istese, “Sanki yedim!” deyip, parasını bir kenara koymuş.
Bu şekilde 20 yıl boyunca biriktirdiği paralar küçük bir cami yaptıracak miktara ulaşmış ve Fatih’teki Zeyrek semtinde kendisine gösterilen yere hayalindeki camiyi yaptırmış.
Bu güzel insan, hem hayalindeki camiyi yaptırmış, hem de insanlara güzel mi güzel bir örnek bırakmış. Ve hayra vesile olmuş..
Bir insanın ciddi niyet ettiğinde ve gereğini yaptığında nasıl başarılı olduğunu göstermiş. Ayrıca tutumlu olmanın insana neler kazandıracağının da çarpıcı bir örneğini göstermiştir.
Sanki Yedim Camii, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alan, Osmanlı döneminden kalma tarihî bir ibadethanedir. Zeyrek mahallesi, Kırbacı Sokağı’nda yer alan caminin 17. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
Bu camiyi yaptıranın, Keçeci Hayreddin veya Adanalı Şakir Efendi olduğu ve bu kişinin canı bir şey çektikçe yemeyip “Sanki yedim” diyerek parasını biriktirdiği ve bu şekilde yaptırdığı camiye de bu ismi verdiği rivayet edilir.
Sanki Yedim Camii, Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki Fatih yangınında harap olur. 1959-60 yıllarında halkın yardımıyla, aslından farklı biçimde yeniden yaptırıldı ve bugün hizmet vermeye devam etmektedir.
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.” (Tirmizî) hadisinde ifade edilen sevap da ekstra bir sevaptır. Yani vesile olmak sevabı vesile olduğu hayırdan müstakil bir sevap oluyor. Sadaka vermek, sadakaya vesile olmaktan daha ağır, daha fazla fedakârlık gerektiren bir ameldir.