Ya bizi çok korkutuyorlar, ya da bu insanlar hiçbir şeyden korkuyorlar.
Haftada bir gün kurulan semt pazarına gidince bu ifadeleri söyleme ihtiyacı duydum. Semt pazarına çıktığımda insanların sosyal mesafe konusunda ve maske takma hassasiyeti noktasında duyarsızlığını, aldırmazlığını görerek yaşadım.
Paniğe de kapılmadım değil doğrusu!
İnsanların kendini düşünmemelerine bir söyleyecek sözüm yok. Lakin başkalarını düşünmek durumundadır. Başkalarının hayatlarını, sağlıklarını da tehlikeye atacak durumda olmamaları gerekir. Ben semt pazarlarında bu tehlikeyi görenlerdenim. Bu arada semt pazarlarının da yeterli anlamda denetlenmediğini, korana konusunda da her şeyin ötelenmeye başladığını görüyorum.
Asıl tehlike bu olsa gerekir. Zabıta denetimi yok, kolluk güçleri ise her şeyi oluruna bırakmış durumda. Şimdileri ‘sosyal mesafeye uyulmaz ise derhal şikâyet edin’ diyerek yeni bir jurnallemek yöntemi ortaya atılmaya başlanıldı. Siz semt pazarını eğer denetim altında tutar iseniz kuralları hayata geçirebilirsiniz. İnsanlardan şikâyet mekanizmasını harekete geçirmesini beklemek çok doğru yöntem değil.
Marketlerde insanlar nasıl kurallara uymak durumunda olup gerekenleri yapabiliyor ise semt pazarlarında da bunu gerçekleştirmek durumunda olmalıyız.
İnanın pazara çıkmaya korkuyoruz. Marketlerde ise sebze ve meyvelerin fiyatları insanların ceplerini yakıyor! Hal böyle olunca da zorunlu olarak korona tehlikesini hissederek, ürkerek pazarlara çıkmak zorunda kalıyoruz.
Seyhan Belediyesi’nin kıymetli belediye başkanı olan Akif Akay Beyden özellikle semt pazarlarındaki denetim noktasında zabıta marifeti ile denetimlerini sıklaştırmasını, pazarcılar başta olmak üzere kimseye bu konuda taviz verilmeden bu geçiş sürecini doğru yöntemlerle geçmeyi düzenlemesini kendisinden rica ediyoruz.
Umarım tehlikeli günleri atlattık. Umarım semt pazarları ve buna benzer yerler insanlar için korkulan yerler, hastalıkların bulaştırıldığı yerler olmaz. Biz korunuyoruz ama korunmayanlar yüzünden de korkuyoruz.