İnsanları bir yere götürüp burada hapsetmek, bir şekilde ötekileştirmek kadar çirkin bir davranış
olamaz.
Siyaset yapanların genelde ilk başvurdukları yöntemdir bu. Birileri, hesaplarına gelmeyen
konularda çıkış yolu bulamadıklarında kendileri gibi düşünmeyenleri götürüp bir yerlere
hapsederler. Onlara damga vururlar ve kendilerini akılları sıra aklamaya çalışırlar.
Göremedikleri konu ise ‘bir yerlerinin bir şekilde açık’ olmasıdır ve ne yaptıklarından herkesin
haberinin olduğunu bilememeleridir.
Kimseye yaranmak gibi bir derdimiz asla olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Doğru bildiğimiz
konuda doğruları söylemeye, yazmaya devam edeceğiz.
Birileri istiyor diyerek haber de yapmadık, köşe yazısı da yazmadık.
Yaşadıklarımı, gördüklerimi, düşünerek kendimce yorumlayarak okuyucularıma iletmeyi görev
saydım. Bugüne kadar böyle yaptım, bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceğim.
Bu şehirde bir şeyler iyi gitmediğinde çıkıp ortaya ‘yanlış’ demesini de bildik. Doğru olanı da
onure etmesini de bildik.
Bu mesleğin ‘Ne Musa’ya, ne de İsa’ya yaranamadığını’ en iyi bilenlerdenim, yaşayanlardanım.
Hal böyle olunca kimin ne düşündüğü ve ne söylediğinden daha çok, toplumun yazılanlara verdiği
reaksiyon önemlidir benim açımdan.
Araştırmadan asla bir konuyu gündeme taşımadım.
Gördüğüm odur ki, son günlerde eleştirilerimizden bazı çevreler rahatsız olmuş. Elbette
rahatsızlık duyacaklar çünkü arı kovanına çomak soktuk.
Yöneticilik kariyeri olmayan, bir kişinin eline ve eteğine yapışarak bir yerlere gelenlerin acze
düştüklerinde ilk başvurdukları gibi kuyruklarına basılmış vaziyette yüksek sesle haykıranları da
görüyoruz, duyuyoruz. Ama şunu iyi bilsinler ki yanlışlıklar devam ettiği sürece bunu da yazmaya
devam edeceğiz.
İnsanlar eleştiriye açık olmalıdır. Bizler de eleştiriye açığız. Yalan ve yanlışlıklar ile süslü hiçbir
davranışın ve yazının içinde olmadık. Olmayacağız da…
Ayrımcılık yaparak siyaset yapanların bir yere geldiklerinde tıkandıklarını da görüyoruz. Hani
derler ya, bu devran böyle gitmez diye. Bir yere gelip devranın istikameti de değişecek.
Yerel yönetimlerin içinde bulundukları durumu çok yakından takip etmek durumundayım. Bunun
bir zorunluluk ve mesleki anlamda bir ihtiyaç olduğunu biliyorum. Çünkü bu kentte bizler de
yaşıyoruz. Yapılan yanlışlıklardan bizler de nasibimizi alıyoruz.
Kimin ne söylediğine takılmıyorum. Benim takıldığım, çapı yetmeyen insanlara hala birilerinin
prim yaptırmasıdır. Bu primi verenlerin de bu çapsız kişilerle işlerini daha kolay yaptıkları ve
çıkarlarına bu kişilerin daha iyi geldikleridir.
Bir adet durum bundan ibaret…
Ben her geçen günü muhasebe yaparak gelen günü de yeni bir başlangıç olarak görüyorum. Her
elveda yeni bir hayatın başlangıcıdır.
Bıraktıklarımıza üzülmeden yaşanmış olarak kabul ederek demokrasi, insan hakları evrensel
kurallarına uyarak geleceğe ümitle bakmak durumundayız. Ben kendi adıma bunu yapıyorum,
yapmaya çalışıyorum.
Birilerini de rahatsız ettiğimiz için hiç özür dilemiyorum. Kokuşmuş zihniyet ve yozlaşmış
anlayışlardan uzak kalarak anlayanlara hitap ederek yolumuza devam edeceğiz.
Güzel yarınlar sizin olsun.