Bizler Adanalıyız. Limonu tane ile değil, kilo ile satın alırız.
Elimiz aza varmaz, Pazar sepetini doldurmaz isek evde bir eksiklik var gibi hissederiz. Elimizle meyve ve sebzeleri seçer, tazelerini ve diri olanları tercih ederiz.
Ete, balığa, tavuğa düşkünüz. Bunların yanında da neler gider diye hesap eder ona göre Pazar alışverişini yüklü yaparız.
Bundan 6 ay öncesine kadar pazara gittiğimizde yarım kilo, 250 gram olarak bir şeyi almaktan utanır, imtina ederdik. Bize yakışmaz olarak görür hatta pazarcının ‘şu paraya ve kiloya tamamlayayım mı?’ sorusuna maruz kalırdık.
Yani fazla alır, fazla para öderdik.
Şimdileri korkar olduk Pazara çıkmaya. Yanımızda Pazar arabası götürmeye de korkuyoruz. Çünkü boş götürüp boş getiriyoruz. Boş yere de onu taşır olduk.
Çünkü aldığımız yarım kilo, 250 gram olunca yekûn tutmuyor ve ağırlık vermiyor.
Çünkü yeterince alım gücümüz yok. Çarşı Pazar yanıyor!
Mutfakta alarm var…
Önceki gün Pazara gittim. Almak istediklerimi kafamda tuttuğum için şöyle bir Pazar yerini dolaşayım dedim. Meyve ve sebzelerin yanına yaklaşılmıyor.
Bu kadar pahalı bir pazardan ne alabileceksiniz?
Dolayısıyla sağlıklı beslenemiyoruz. Beslenenler de düzenli beslenemiyor. Hastanelerdeki hasta sayılarında da artış oldu. Mevsimine göre beslenememe, gıdayı yeterince alamama, vücut direncini sağlayamama baş nedenler.
Ülkenin ekonomisini düzeltmek gerekiyor. Bunu bir tek ben söylemiyorum. Pazar yerinde karşılaştığım yaşlı bir teyzemizin bana söylediği ifade beni çok etkiledi.
‘Eskiden biz bu ürünleri kendimiz üretir, çocuklarımıza, eşe dosta ücret almadan gönderirdik. Onlar da tatsın, yesinler isterdik. Şimdi gram olarak satın alıyoruz!’
İlginç ama dikkat edilmesi gereken bir konu aslında bu…
Türk toplumu olarak üretmiyoruz. Üretim girdileri her gün artıyor, ürünümüzü değerinde satamıyoruz. Para kazanmayan üretici de aracılık yapmaya başlıyor. Yurt dışından gelen ürünleri tüketir duruma geldik.
Meslek örgütleri her gün tehlikenin kapıya gelip dayandığını söyleyerek yetkilileri uyarıyor. Çiftçi birlikleri de yetkililere gereğini yapmaları konusunda açıklamalar yaparak uyarılarını sıralıyor. Lakin kimsenin dikkate aldığı yok.
Bu arada Pazar yerlerindeki nizamı ve intizamı da bir türlü belediyeler sağlayamadı. Pazarcının bağırmasının önüne geçilemedi. Pazarda etiketsiz mal satmanın önüne geçilemedi. Pazar kantarlarının düzenli tartıp tartmadıkları konusunda yurttaşın endişesi var. Çünkü ürün gram gram satılıyor.
Pazarcı esnafına tek tip pazarcı kıyafeti giyerek daha düzenli ve intizamlı bir satış ortamı sağlanması adına gereken yapılmadı.
Yapılmayacakta… Bu gidişle…
Her belediye başkanı vaatlerde bulunur, hiç birisi gereğini yapmaz…
Pazarda oluşan ‘TEKELİ’ de bir türlü kimse kırmaz, kırmak istemez. Birilerinin elinde olan pazarcılık yüzünden belirli fiyat politikaları geçerlidir oralarda.
Sözün kısası makbuldür. Gram gram alıyoruz, hayatımız da artık gram da var…
Buna sebep olanlar utansınlar…