Güney Adana'da güzel bir stad var..
Yıllardır çok sayıda takıma eve sahipliği yapıyor.. Güney Yıldızı Stadı.. Adı bir zamanlar amatör kümede fırtına gibi esen Güney Yıldızı ile benzerlik göstersede, çok sayıda takıma hizmet veriyor.. Hem de yıllardır.. Güney Yıldızı, Yenibeygücü, Akkapı, Hür, Şakirpaşa, Güney Adana, Gülpınar, Adanagücü, Kurtuluş, Şakirpaşa, Vefa, Ada, Yapı Meslek spor kulüpleri Güney Yıldızı Stadı'ndan yararlanıyor..
Özellikle, Adana'nın gerçek bir futbolcu fabrikası olan ve başta Yenibey olmak üzere Bey, Hürriyet, Barbaros, Dağlıoğlu mahalleleri gibi dezavantajlı mahallelerde gençlerin spor yapmasını, hatta, Türkiye çapında futbolcu olmalarına olanak sağlayan Yenibeygücü bu sahada çok büyük başarılara imza atmıştı.. Şimdi, kulaklara, bu güzel tesisin birilerine peşkeş çekileceği yolunda haberler geliyor..
Daha doğrusu, birilerinin çok sayıda takımın yararlandığı tesise göz koyduğu ve ele geçirmek için girişimlerde bulunduğu ifade ediliyor.. Tesisler, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin..
Büyükşehir Belediyesi, mülk sahibi olarak kendisine , o güzelim tesisin peşkeşi yolunda bir talep veya tavsiye geldiğinde çok dikkatli davranmalı.. Halk adına mülkiyetinde bulundurduğu bir tesisin, birilerinin rantına dönüşmesine izin vermemeli.. Burada en büyük sorumluluk da, Gençlik ve Spor Daire Başkanı Halil Hızlısoy'a düşüyor.. Halil Hızlısoy, "İlle tesisi bize ver" diye kapısına dayanıp ağlayıp sızlayanlara kanmasın..
O tesisin yine halkın tesisi olarak kalmasını sağlasın.. Yukarıda saydığım spor kulüplerini mağdur etmesin.. Unutulmasın ki, birilerine sağlanacak rant, onlarca takımımızı, yüzlerce sporcumuzu mağdur edecektir…
**
500'de 7 firmayı başarı görmek!
İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı en büyük ilk 500 sanayi kuruluşu listesini herkes farklı okudu.. Bu köşede, 500 sanayi kuruluşu arasında 13 Adanalı firmanın bulunmasını, oturup düşünmemiz gereken bir durum olarak değerlendirmiştim..
Listenin, Adana'nın nerelerden nerelere gerilediğinin göstergesi olduğunu belirtmiştim.. Birillerinin görünen köye karşın, yine pembe masallar anlatacaklarını söylemiştim..
Çerkezköy OSB'den 19 sanayi kuruluşunun yer aldığı ilk 500 listesine Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi'nden 7 firmanın girebilmesi bizim için utanç olması gerekirken, yetkilil kişiler durumu başarı oldarak anlattılar kamuoyuna..
407 firmanın bulunduğu Adana OSB'nin Yönetim Kurulu başkanı Bekir Sütçü, listede yer alan 7 firmayı Adana'nın yüzakı olarak nitelendirmiş… Kendince haklı.. Ne de olsa yönettiği OSB'yi başarılı göstermek görevi!... Gel gelelim, 500'de 7'nin çok az olduğunu vurgulamak yerine, "listede yer alan firma sayısının ilerleyen yıllarda daha da artmasını temenni etmiş..
Aslında, Bekir Sütçü de farkında, 500 sanayi kuruluşu arasında 7 firmanın girebilmesinin Adana sanayisi işin üzücü bir durum olduğunun… Yıllar önce, şimdikinin kat be kat fazlasını listelere sokan Adana'nın 500 listesine eskiden olduğu gibi ağırlığını koyması için temenninin yetmeyeceğini de biliyor..
Bir kez dah tavsiye ediyorum.. 500 sanayi kuruluşu arasına 7 firmayı sokmayı başarı olarak millete anlatmayın.. Adana'yı yeniden nasıl ayağa kaldırırız diye kafa yorun!...
**
Taraftarlık tarihi bilmeyi de gerektiriyor
Çevremiz, tarihi bilmeden ahkam kesenlerden geçilmiyor..
Televizyonlarda "Kurtuluş Savaşı olmadı" tarzında herze yiyenlerden bahsetmiyorum.. Daha basit konularda tarihi bilgisizliği kastediyorum.. Çoğumuzun bir şekilde sivil toplum kuruluşları ile, siyasi partilerle, spor kulüpleri ile ilgimiz var.. Kimimiz yöneticiyiz.. Kimimiz üyeyiz..
Kimimiz taraftar.. Yönetici de, üye de, taraftar da, sempatizan da olsak aidiyet hissettiğimiz dernek, parti ve spor kulübünün tarihini bilmek zorundayız.. Çünkü o tarih bize kıvanç veriyor, o derneği, partiyi ya da spor kulübünü tutmamıza yol açıyor.. Tuttuğu takımı 2 yıl önce kurulan takım diye tanımlayan taraftarları görünce acayip gülüyorum.. Halbuki, o tuttuğu takım 2 yıllık değil belki 30 yıllık bir kulüp.. Hatta, belki de Adana ASKF'nin kurucusu kulüplerden birisidir.. Ortada hazin bir durum var...
Onlarca yıldır, kurulduğu mahallenin temsilciliğini yapmışlar... O mahallenin gençlerine yuva olmuşlar.. Ama, birileri çıkıyor, o takımın "taraftarı" olarak 2 yıl önce kuruldu diyor..
Vay ki vay o kulüplere.. Yıllarca mahallenin sesi olmayı başarmışlar ama, taraftarlarına başarılarla dolu tarihlerini öğretememişler!…
**
Elinde pankartla dolaşan gençlik
Sanıyorum, kentimizde bazı gençler sürekli ellerinde karton pankartlarla geziyor.. Pankart dediysek de öyle siyasi slogan, evlenme teklifi, aşk ilanı, maçlar TRT'den izlenir tarzında pankartlar değil.. Resmi ya da yarı resmi nitelikte gençlik örgütlenmelerini tanıtan pankartlar..
Bir okula gidiyorlar, ellerinde cicili bicili pankartlar..
Salonlara gidiyorlar ellerinde cicili bicili pankartlar.. Huzurevine gidiyorlar ellerinde cicili becili pankartlar.. atatürk Parkı'nda etkinlik yapıyor yine ellerinde cicili bicili pankartlar…
Sanırım, pankart taşıma bazı gençlerde alışkanlık olmuş… Psikologlar ne der bu pankart taşıma işine, doğrusu çok merak ediyorum…