CHP, İstanbul İl Kongresinden sonra artık yepyeni bir döneme girmiştir..
CHP, bu seçimle, kuruluş ilkelerinden, kurucusundan tamamen uzaklaşmış, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yıllar önce dile getirdiği gibi Yeni CHP olmuştur.. Yani, CHP, Yeni CHP'ye evrilmiştir…
Yeni CHP'ye evrilmenin işaretleri çok önceden gelmişti gelmesine ama, İstanbul kongresi bunların üstüne tüy dikti.. Musatfa Kemal'in askerleriyiz sloganından rahatsız olan, Dersim'de devletin itiraf etmesini isteyen, CHP ile BDP'yi aynı çizgide gören 10 Aralık Hareketi'nin adayı Canan Kaftancıoğlu 7 oy farkla başkan seçildi.. Kaftancıoğlu, önce "10 Aralık Hareketi" adı altında CHP yönetimine muhaliflik yaptı sonrasında aralarında HDP'nin de bulunduğu Birleşik Haziran Hareketi'nin sözcülüğünü yaptı...
Zeynep Altıok, milletvekili seçildikten sonra odasındaki Atatürk portresini indirirken Canan Kaftancıoğlu "Mustafa Kemal'in askerleriyiz sloganını doğru bulmadığını" söyleyen kişi olarak biliniyor.
Canan Kaftancıoğlu, 24 Nisan 2012'de yayınladığı Tivitte sözde Ermeni Soykırımını savunuyor, öldürülen teröristlere yönelik "etkisiz hale getirildi" ifadesine tepki gösteriyor, PKK yandaşlarının Kobane adı altında gerçekleştirdiği yıkımdan övgüyle bahsederek terör örgütüne açıktan destek veriyor o dönemlerde..
Bu seçimden sonra, daha önce bu sütunlarda yazdığım gibi, artık Atatürkçüler, Türkçüler, Ulusalcılar, yurtseverler CHP'ye nasıl oy verecekler? CHP tamamen ulusalcı özelliklerinden yoksun kişilerin kontrolüne geçmiş durumda.. Kılıçdaroğlu biz Y-CHP'yiz derken doğru söylemiş… Ulusalcıların tasfiyesi gerçekleşti.
Seyit Rıza, Şeyh Sait ve Koçgiri Atatürk karşısında kaybederken bu kongre ile kazandı…
Büyük kurultayda Ulusalcı, Atatürkçü kesimin kazanma şansı kalmadı...
Sezgin Tarnıkulu'nun Atatürkçülükle mücadele yolunda yaptığı paylaşımları ve yeni il başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Mustafa Kemal'in askerleriyiz sloganından duyduğu rahatsızlığı ortaya koyan paylaşımlarını birlikte değerlendirirseniz, ulusal hassasiyetleri olan hiç kimsenin CHP'ye oy vermesinin şu saatten sonra mümkün olmadığını görecekseniz..
CHP'de, partinin kuruluş ilkelerine, tarihine ve kurucusuna tavır almak artık istisnadan çıktı, genel kural oldu.. CHP'nin milliyetçi - devrimci - halkçı çizgiden adım adım kopması, batı emperyalizmine teslim olunmanın doğal sonucu aslında.. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun sözde Ermeni soykırımı iddiasını savunması ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganından rahatsız olmasından yol çıkarak, Canan hanımdan önce, benzer düşüncedeki hangi aktörlerin CHP'de görevlendirildiğini, yakın tarihten örneklerle anımsatalım: 16 Kasım 2017'de CHP Tunceli İl Başkanlığı, gerici Dersim İsyanı üzerinden Seyit Rıza'yı anma etkinliği gerçekleştirmiş ve konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında CHP il başkanı gerici ayaklanmanın bastırılmasına dair "Cumhuriyet'in cinneti" ifadesini kullanmıştı.
Eylül 2017'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin SİHA'larla gerçekleştirdiği operasyonda, dört terörist etkisiz hale getirilmiş, yapılan operasyonun hemen ardından CİA'da "TR 705" kodla şifrelenmiş CHP Milletvekili S.Tanrıkulu SİHA'ların sivilleri katlettiğini öne sürerek, TSK'nın meşru mücadelesine karşı psikolojik harekat başlatılmasına zemin oluşturmaya çalışmıştı.
CHP'nin 15 Haziran'da Güvenpark'tan başlattığı "Adalet Yürüyüşü'nün ilerleyen günlerinde, HDP yürüyüşe destek vereceğini belirtmiş, yürüyüşün 19.gününde Temmuz ayında, CHP ile birlikte HDP'li Serpil Kemalbay, Ahmet Yıldırım, milletvekilleri Celal Doğan, Erol Dora, Ertuğrul Kürkçü, Feleknas Uca ve Mithat Sancar, Eş Genel Başkan Yardımcıları Saruhan Oruç ve Sezai Temelli, MYK üyeleri Beyza Üstün, Murat Mıhçı ile Mardin Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Ahmet Türk yürüyüşe katılım sağlayarak destek vermişti. 3 Aralık 2016'da düzenlenen "Bölünmeyeceğiz" mitinginde, CHP Genel Başkanı, Ergenekon ve Balyoz Tertiplerinde TSK'ya karşı bizzat psikolojik harakat yürütmüş, savcılık yaptığı dönemde TSK'ya kurulan kumpaslarda dışarıdan bizzat görevlendirilmiş Zekariya Öz'le "kartopu" oynayan Nazlı Ilıacak'lara, Atatürk düşmanlığı ile bilinen Altan gillere doğrudan destek vermiştir.
Hala "Bunlar birkaç istisna canım, partinin geneline mal edilemez" diyen zat-ı muhteremler için; gelin biraz daha gerilere gidelim.
Genel başkanlık koltuğuna tertiple geldiği tartışmasız bir gerçek olan olan zat, "Yeni" genel başkan olmuş, ayağının tozuyla genel başkan olur olmaz, Kasım 2011'de "Dersim kırımdır, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur, sorumlusu da CHP'dir" diyen Hüseyin Aygün'ü partiye dahil etmiştir. Hüseyin Aygün Ağusutos ayı 2012 yılında kendisini "kaçıran" teröristlerin taleplerini "genç arkadaşların taleplerini dinledim" diyerek, bölücü teröristlerin "saygılı çocuklar" olduğunu iddia eden şahıstır.
Kasım 2013'te “üretilmiş muhalefet”in partisi Tunceli isminin “Dersim” olarak değiştirilmesi için meclise önerge sundu. Eee, ne de olsa partinin başında artık "Dersimli Kemal" vardı. 2013'te Habur'dan giriş yapan teröristler, Türk topraklarının istila edilmesinden farksız bir görüntü ortaya koyarken, bu dönemde Habur'dan giriş yapan teröristlerin avukatlığını yapan şahıs, denetimli muhalefetin genel başkan yardımcılığına getirilen Sezgin Tanrıkulu'dur.
Tanrıkulu'nun CIA'daki adı ise TR 705 olarak kodlanmıştır. "Dersimli Kemal" 20 Haziran 2014'te Diyarbakır'da yapmış olduğu konuşmada, CHP’nin 1930’lar ve 1940’lı yıllar gibi algılandığını belirterek, CHP’nin değiştiğini kaydetti. CHP 1938'den beri zaten bu çizgiden kopmuştu.
"Yeni" genel başkanları 2014'te bu gerçeği sadece “ilan” etmiş oldu...
Milliyetçi - Halkçı - Devletçi, devlet kuran partiden; ABD destekli bölücü, sosyal demokrat CHP'ye nasıl gelindiğini CHP'liler iyi irdelemeli..
Umarım o partideki 6 OK'çu, gerçek Atatürkçüler inisiyatifi tekrar ele alır ve 1930'ların CHP'si yeniden dirilir..
İşte o zaman bizler de CHP'ye oy veririz!….