Hep, CHP'lerin Atatürk ve Afrin'e yapılan Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili olumsuz paylaşımlarını aktarmayacağız ya..
Bugün de, gerçek CHP'li gibi davranan bir gerçek CHP'liden bahsedeceğim..
Umut Oran…
CHP'de politika yapan Umut Oran aynı zamanda Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürüyor…du..
Du, diyorum, önceki gün bu görevinden istifa etti..
Sosyalist Enternasyonal'in Harekat ile ilgili bildirisini "Korsan bildiri" olarak nitelendirdi...
Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'na karşı çıkan ve ülkemizi suçlayan Sosyalist Enternasyonal'in değil Türkiye'nin yanında yer aldı..
Umut Oran'ın istifa açıklamasından önemli paragraflar şöyle:
"Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcılığı Görevimden İstifa Ediyorum!
Benim için siyaset; şartlar ne olursa olsun makam ve unvan peşinde koşmak değil, bedeli ne olursa olsun vatanın ve milletin bekası için ilkeli durmayı başarmak ve zamanı gelince taşınan tüm unvanlardan vazgeçebilmektir.
Cumhuriyetimizin kurucusu ve CHP’nin ebedi Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendiğim ilk şey: Bireysel ikbali yok sayıp milletin bekası için mücadele etmektir. Bu anlamda siyasi hayatımda attığım her adımda referansım büyük Türk milleti ve onun bekası olmuştur.
Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcılığı görevimden Enternasyonal tarafından 26 Ocak 2018 tarihinde yayınlanan “SE, Suriye’deki Yeni İnsani Felaket Konusunda Uyarıyor!” başlıklı açıklama sebebiyle istifa ediyorum.
Mehmetçiğin Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerine karşı mücadelesinde haklı olduğuna ve hiçbir gerekçenin eli kanlı terör örgütlerine karşı mücadeleye darbe vurmaması gerektiğine inanıyorum. Açıklanan metnin “bölgede yaşanan süreçleri doğru analiz etmediğini, emperyalist ülkeler ABD ve batı tarafından sınırsızca silahlandırılan, her türlü eğitimle yetiştirilen terör örgütü PKK/YPG’yle ilgili uluslararası toplumu doğru bilgilendirmediğini ve Suriyelilerin tamamının söz hakkı olan Suriye Devletinin bütünlüğünü yeterince gözetmediğini” düşündüğüm için “kabul edilemez” buluyorum.
Dünyanın dört bir yanındaki sol, sosyal demokrat, demokratik sosyalist ve işçi partilerinin çatı kuruluşu olan ve bir dayanışma örgütü vazifesi gören Sosyalist Enternasyonal, köklü geçmişine aykırı olarak ve bu konuda benim tüm uyarılarıma rağmen PYD’ye karşı gerekli tavrı ve tepkiyi halen gösterememiştir. Oysa PYD’nin, farklı isimler altında hüküm sürdüğü Kuzey Suriye’deki bölgelerde/kantonlarda oluşturduğu birimlere bağlı silahlı grupların sistematik olarak uyguladıkları “baskı, şiddet, zorla yerinden etme, yerleşim yerlerinin bilinçli olarak tahrip edilmesi, gözaltında kaybetme, yargısız infaz, keyfi tutuklama, işkence, tehdit, zorla kaçırma, çocukların ve kadınların zorla silahlı mücadeleye katılması” gibi uygulamalar pek çok bağımsız kurum ve organizasyon tarafından yerinde tespit edilmiş ve raporlaştırılmıştır.
Tüm veriler göz önüne alındığında PKK-PYD’nin ve farklı adlar altında kontrol ettikleri yapıların sistematik olarak şiddete başvurdukları, sivil halkı hedef aldıkları, etnik temelde ayrımcılık yaptıkları, bölgede yaşayan Araplar ve Türkmenler başta olmak üzere tüm etnik ve dini grupları topraklarından etme ve evlerini geri dönülemeyecek şekilde tahrip etme uygulamalarına başvurdukları, özerk bölgelerde yönetimi elinde tutan grupların Suriye hukukunu kabul etmedikleri gibi, kendilerinin ilan ettikleri kurallara da uymadıkları görülmektedir.
İstifam, usul ve esas olarak sorunlu hiçbir açıklamaya boyun eğmeyeceğimin bir ifadesi olarak kabul edilmelidir. Sosyalist Enternasyonal, özeleştiri mekanizmasını çalıştırmak ve üyelerinin haklarına saygılı, katılımcılığı ön plana çıkarmış, demokratik bir işleyişi hayata geçirmek zorundadır.
Terörle mücadele eden Mehmetçiğe, 41 yıldır SE üyesi olan partime ve şahsıma yönelik “ağır bir saldırı” olarak gördüğüm “korsan bildiri” sebebiyle istifamın ardından kurumsal değerlendirmeyi yapmak Cumhuriyet Halk Partisinin görevidir.
Mustafa Kemal’in askeri ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin sıradan bir neferi olmayı mücadele etmek için yeterli gören benim için, hiçbir unvana sahip olmadan partililerimle beraber yol yürümek başlı başına bir gurur vesilesidir."
Mustafa Kemal'in askerleriyiz sözünden gocunanları, Atatürk dönemin laik ve demokrat olmamakla suiçmlayanları, Atatürkçülüğü ırkçılık olarak niteleyenleri, Türk ordusuna destek veren Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu yuhalayan CHP'lileri görünce, Umut Oran, bizler için çöldeki vaha gibi oldu..
CHP'nin fabrika ayarlarına döneceği yolundaki umutlarımızı tazeledi..