Sosyal medyada başlatılan ve yürütülen karşılıklı atışma, sataşma ve ardından hakaret sözcükleri artık kanayan bir yara oldu. Kimin kimle ilgili ne söylediğini merak etmeye başlayan bir avuç troller, yeni yeni ifadeler kullanarak toplumun da kendileri gibi ağızlarının bozulmasına aracılık ediyorlar.
Memlekette olup biteni ‘siyasi’ olarak değerlendirip kim kimin yanında ise ona destek, karşısında ise ona hakaret olarak algılayarak sarılıyorlar klavyeye.
Dün milletin vekilliğini yapan bir zevatın kullandığı ifadeyi bugün size aktarmak istiyorum. Bu milletin vekili sosyal medya üzerinden politika yapan bir isim. İşi ve gücü bu…
Herkese laf yetiştirmek…
Adamlık üzerine kurulu cümleler ile paylaşmalar kızışınca hakarette ardından haliyle geldi elbette. Bu milletvekili arkadaşımız “adamlığın zekâtını sana versek 40 yıl boyunca sana yeter” ifadeleriyle örneklendiriyor o karşıdaki muhatabının kişiliğini. Aklı sıra onu toplumun gözünde küçültmeyi hedefliyor.
Bu milletvekilinin paylaşımından sonra diğer troller harekete geçiyor ve sosyal medyada adamlığın zekâtı tartışması başlıyor.
Kocaman bir ayıp vallahi… Hiç ama hiç yakışmıyor bu tür ifadeler milletin vekiline.
Önce bir adam olun. Zekâtını vermeyin adamlığının…
Toplum sizi takdir etsin yeter.
Genel başkanınız eteklerine yapışarak ona ‘Padişahım sen çok yaşa’ diyecek kadar şirinlikler ve taklalar atarak milletvekili seçilme yerine halkının yanında itibarlı olarak her dönem milletin vekili olun. O vakit zaten diğer işlerle uğraşmaktan sosyal medya gezinmeye, ona buna laf yetiştirmeye fırsat bulamazsınız.
Ben bu tür ifade sahibi kişilerin bir de toplumun önündeki kişiler olduklarını görünce bozuluyorum ve bu kişilerin de dokunulmazlık zırhı ile her şeyi söyleme, yazma imkânı bulmasının da doğru bir yöntem olmadığına inanıyorum.
Bereket versin bu milletvekili Adana Milletvekili değil. Bir de Adana Milletvekili olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Trol milletvekili gibi…
Düzeltmemiz gerekiyor bu tür ağzımızı, kötü sözcüklerden korumamız gerekiyor. Topluma da kötü örnek olmamamız gerekiyor.
Xx
ŞABAN ACAR VE DİĞERLERİ
Geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme alarak Adana Büyükşehir Belediyesi’nin Hüseyin Sözlü döneminden kalma bürokratlarının neden hala görevlerinin başında olduğunun sorusunun yönelterek gelecek dönemde getirebilecekleri sıkıntıları da kendimce yorumlamıştım.
Aralarından da Şaban Acar ile Sinan Gül örneklerini ön plana çıkarak onlarında ısrarla ayak sürüdüklerini ve kalma adına takla attıklarını ifade etmiştim.
Önceki gün öğrendim ki Sayın Zeydan Karalar Bey bu isimlerin artık imza yetkilerini bir şekilde askıya alıp onlara pasifize etmiş.
Yani Şaban Acar ile Sinan Gül’ün artık etkisi eleman konumuna gelmelerini sağlayıp imza yetkisini Türkan Eşli ve ikinci bir isme havale ederek gereğini yapmış.
Hüseyin Sözlü’nün de zaman aralığında ‘benim kadrolarımla niçin çalışıyorsun?’ sorusunu yönelttiği bu tür kalıntıların artık Adana Büyükşehir Belediyesi ile irtibatlarını koparmaları gerekiyor. İnanın bana MHP’nin tabanı da bu isimlerden rahatsızlar. Yani Hüseyin Sözlü’nün atama yaptığı her amiri de MHP tabanı kabul etmedi.
Ne yapsınlar. Ellerinden bir şey gelmeyince kabul etmek durumunda kalıyorlardı.
Bu arada yeni bir gelişmeden bahsetmekte yarar var. Zihni Aldırmaz ve Hüseyin Sözlü dönemlerinin sevilen, sayılan, toplumun önünde ‘dürüst ve bilgili insan’ diyerek paye almış kişilerle Başkan Zeydan Karalar’ın yol arkadaşlığı yaparak onlarla çalışmak istediklerini öğrendim.
Bu konuda da doğruyu yapmış.
Yanlış adam benim partilim olacağına, doğru adam başka partiden olabilir…
Ben buna inanırım. Zeydan Karalar’ın başarılı olmak adına sağlıklı kararlar vermesinin gerektiğine inanıyorum.