Cenaze yemeği verilmesi geleneğinin ortadan kaldırılıp yasaklanması konusunda görüşlerimi dile getiren yazıyı kaleme almamın ardından onlarca okurumuz görüşlerimize destek verip ‘bu gelenek kaldırılsın’ yaklaşımı sergilediler. Kendilerine bu görüşleri için teşekkür ediyorum.
İnsanları maddi ve manevi anlamda zora sokan bu uygulama ‘Kuran emri’ değil. Yemekçilik şirketlerini zengin etmenin de bir anlamı yok.
Kredi çekip, borca para temin ederek cenaze yemeği tedarik edip insanların karınlarını o en acılı günde doyurmak adına telaş içine girmenin bir anlamı yok.
Bunun dinde de yeri yok diyeceğim, haddimi aşmamak adına bunu söylemiyorum. Onu da konunun uzmanları çıkıp söylesin. Dinde yerinin olup olmadığını!
Adana Müftüsüne buradan çağrıda bulunmak istiyorum. Müftülük olarak bu uygulamanın yasaklandığına dair bir uygulamanın başlatıcısı olma, ön ayak olma noktasında harekete geçmelerini kendilerinden hassaten rica ediyorum.
Elbette il müftüsünün yapacağı iş değil tek başına bunu yasaklamak. Adana Valiliği de bu konuda ön ayak olsun isterim. Toplumun her kesiminden gelen tepkilere bakınca bu cenaze yemeği konusuna birilerinin el atması gerekiyor diye düşünüyorum.
Çağrımı da il müftüsüne yapmış olayım. Camilerde hutbelerde bu konuyu dile getirin. Yanlışlığına işaret edin. Yıllarca gelenek olarak uygulanan ‘cenaze evine yemek götürme’ işinin sonrasında nasıl cenaze evi tarafından yemek verilme eylemine dönüştüğünün altını çizip bu halka anlatın.
Büyük bir hayır işlersiniz.
Haksız mıyız Sayın Müftü Bey?