Başkent Ankara’da siyasetin yönetim kademesi konuşlandığından tüm siyasetçilerin icazet aldıkları yerdir genel merkezler, parti yönetim kademeleri…
Ankara’ya gidilir. Ziyaretler gerçekleşir. Meramınızı anlatırsınız, oradan gelen yanıta göre de ya işinizi çözersiniz. Ya da çözemez ötelersiniz.
Belediye başkanı iseniz ve iktidar partisinin belediyesinde görev yapan başkan iseniz direk olarak etkili ve yetkili isimler ile görüşürsünüz. Plan ve projelerinizi anlatır, yardım talebinde bulunursunuz.
İşte tam bu talepten sonra konuya bürokrasi ve mevzuat hazretleri girer. Bürokratlar konuyu çözmek adına harekete geçerler.
Mevcut yönetim sisteminin eleştirisini yapan başta iktidar partisinin milletvekilleri olmak üzere tüm vekillerin mecliste etkinliklerinin azalması yönündeki tepkilerden sonra bakanlar mecliste nöbet tutmaya başlamışlardı.
Başlamışlardı diyorum, başlamalarına yönelik kamuoyuna önemli açıklamalar yapılmıştı. Nöbet tutuluyor mu? Tutulmuyor mu? Orasını bilmiyorum.
Bizim Adana’daki siyasetçiler yani yerel siyasetçiler Ankara’yı ayakyolu ettiler. Belediyelerine ait sıkıntılara koltuklarının altına aldıkları dosyalar ile Ankara’ya taşıyorlar.
Ankara ise bunlara ‘bir inceleyerek gereğini yaparız’ yaklaşımı ile yaklaşıyor…
Ankara’dan destek arayışında bulunuyoruz. Ankara’da bize ‘himmet’ göstererek olması gerekeni vermeye çalışıyor.
İktidar partisi açısından durum bu…
Muhalefete bakacak olur iseniz eğer MHP’li belediye yönetimi iseniz iktidar ile kontak kurmanız çok zor olmuyor. Bir şekilde ulaşıyorsunuz. Sorununuzu anlatıyorsunuz. AK Parti gibi sıcak karşılanmasanız da ‘ortak olmanın’ verdiği sıcaklık ile derdinizi anlatabiliyorsunuz.
Şayet CHP’li belediye başkanı iseniz sorununuz direk bürokraside kalıyor. Çözüm noktası olarak burası belirginleşiyor. Onlar da siyasi iradenin ağzına bakıyorlar.
Bu şehrin her ilçesinin kendine özgü sorunu var. Halledilmesi gereken, çözüm üretilmesi gereken sorunları olan ilçelerin belediye başkanları, göreve geldikten sonra geçen yaklaşık 10 aylık süre içinde önce sıkıntıları öğrendiler. Sonra da çözüm yollarını…
Rutin yerel yönetim hizmetleriyle işi götürenler de var elbette bu kentin ilçelerindeki belediyelerde. Parası olmayan, kapısına icra gelen, kasasında bir kuruşu olmayıp işçi maaşlarını nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünenler de var.
Bu belediyelerin ortak sorunu gibi duruyor aslında karşımızda. Borçları sıfırlansa dahi bu belediyelerin sonraki dönem belediye başkanları kasayı yine boşaltıyor. Çünkü yandaşlara imkân sağlamak adına gereğini yapıyorlar!
Ben kendi adıma belediyelerin bu savurganca parayı harcamalarının kılıfının önüne geçilmesinden yanayım. Yoksa Ankara çözüm olamaz, çözüm bulamaz. Bulsa da kısa vadeli bulur. Bu da çözüm bulmak olmaz…
Ankara’dan baktığınızda Adana’nın nasıl göründüğü de önemli elbette.
Sahi, Ankara’dan bakınca Adana nasıl gözüküyor? Bunun da bilinmesinde yarar var. Sıkıntılı, sorunlu bir kent olarak gözüken Adana’nın bu imajdan da kurtulması gerekiyor.
Yerel yönetimde işi zor olan belediye başkanlarının Ankara trafiğini yoğunlaştırdıkları şu günlerde Adana’ya dair yeni yatırımların hangi yollarla ne zaman geleceğine dair bilgi sahibi olmak istediğimizi de siyasilere ileterek yazımıza nokta koyalım.
Ankara’nın Adana’ya himmeti sahi nedir? Bilen var mı?