Adana’da neyin yaşandığından, kimin ne yaptığından Ankara’nın haberi var ama umurunda değil! Kimin ne kadar devlete ve kamuya zarar verdiğinden adım adım haberdar Ankara ama umurunda değil! Ankara, bürokrasinin çarpık yönetim anlayışından rahatsız değil!
Alt alta sıraladıkça sıralayabiliriz…
Mevcut siyasi iktidar olan Ak Parti’nin ‘her şey eskisi gibi olmayacak’ söylemine çok önem veren bir kişiyim. Bunu da her zeminde dile getiriyorum. Maalesef her şey eskisi gibi olmaya başladı!
Adana’yı hala ‘taşra’ zihniyetinde gören yaygın basını da artık takip etmemeye başladı Ankara hazretleri… Ankara hazretleri der iken, bu konuda önlem almaları gereken kimler var ise yani siyasi erki elinde bulunduran kimler var ise sözüm onlara aslında.
Her şey doğru gitmiyor bu kentte.
Güzel giden şeyler de var elbette. Bu güzellikleri nefesimiz yettiğince dile getiriyoruz.
Getirmeye de devam edeceğiz. Lakin yanlışa da yanlış demek gerekiyor. Günlerce yazdık.
Dedik ki ‘bu kentin bürokrasisini bir değiştirin’. Biz söyledik, biz duyduk…
Kimse de merak edip ‘Adana’da neler oluyor?’ sorusuna yanıt aramadı. Kimler aracılık ediyor bilmiyorum ama Ankara’ya bilgi verenler ‘Adana’da her şey süt liman’ diyerek aktarıyor herhalde.
Medya takip merkezlerinin Ankara’daki etkili ve yetkili mercilerin önüne koydukları haberlere, köşe yazılarına şöyle bir göz atsalar bu kentte yanlış gidenleri tespit ederler ve anında müdahil olurlar.
Ne yazık ki bürokrasi hazretleri Adana’da rezil ve yerlerde sürünüyor.
Eşini, dostunu, tanıdığını, partilisini bir yerlere getirmek için mücadele eden siyasi erk, yanlışın da doğmasına adeta zemin hazırlıyor.
Biz dilek ve isteklerde bulunan ‘niyet okuyucuları’ konumuna düştük basın mensubu olarak bu kentte. Ne acı durum değil mi? Adana mı? Sıradan bir şehir…
Daha fazla ilgileneceğimiz işler ve şehirler var…
Yerel yönetimler başta olmak üzere çarpıklığın ortasında kalanları da adeta mükafatlandırıyor Ankara hazretleri… Sormak yok, sorgulamak yok!
Mükafat ise çok…
Onlar halinden memnun olsa da biz yanlışları dile getirmeye devam edeceğiz.
Çünkü biz Adanalıyız. Bu kentte yaşıyoruz… Kimin ne düşündüğü ve ne yaptığı önemli değil bizim için.
Bu kent için kimin ne yaptığı ve yapacağı önemli…
Çünkü bu kentte bizden sonra bizim çocuklarımız yaşayacak…
Son söz olarak küçük bir noktaya temas ederek sözlerimi bağlamak istiyorum. ‘Sanırım biz de böyle yönetilmeyi hak ediyoruz!’
Aksini iddia eden var ise rüştünü ispat eder…
Keşke etseler… Nerede?