31 Mart yerel seçimlerinden sonra ülke genelinde olduğu üzere Adana merkez ve taşra ilçelerinde belediyelerin kara deliği konuşulmaya başlanıldı.
Karda olan bir belediyeye hemen hemen rastlayamaz olduk. Tüm belediye başkanları ‘borç ile devir aldık’ diyerek enkaz ifadelerini kullanıyorlar.
Elbette haklılar. Doğru olanı saklamanın da anlamı yok.
Lakin tüm belediye başkanları belediyeye talip olur iken o belediyenin nasıl bir durumda olduğunu biliyor idiler. Yani mali portreden haberdar idiler. Kendilerini bir enkazın beklediğini biliyordular. Sadece şunu söyleyebilirler.
‘Bu kadar kara deliğin büyük olduğunu bilmiyorduk’
İşte bildiler…
Şimdi ne yapacaklar?
Asıl sorun burada. Nasıl bu deliği kapatacaklar. Ne ile yamayacaklar. Yamamak adına bir gayretleri olacak mı? Yoksa kendilerinden öncekileri gibi biraz daha kara deliği büyüterek kendilerinden sonra gelene bayrağı teslim mi edecekler?
Adana Büyükşehir Belediyesi’ni bekleyen en büyük kara delik Hüseyin Sözlü döneminin başarısızlığının bıraktığı mali sıkıntıdır.
Seyhan Belediyesi’ni bekleyen en büyük kara delik, Karalar sonrasında borçlu bir belediye olarak Seyhan’ı yöneteceklerin ne kadar bu yükün altından kalkacağa dair endişedir.
Çukurova Belediyesi’ni bekleyen en büyük kara delik, kadrolaşma sıkıntısı ve önceki dönemlerde yaşanan olumsuzlukların bu dönemde yaşanıp yaşanmayacağına olan endişeli bakıştır. Soner Çetin ile Zeydan Karalar arasındaki ilişkinin belediye yönetimine olan yansımasının nasıl olacağıdır.
Sarıçam Belediyesi’ni bekleyen en büyük kara delik, MHP’li anlayış ile yönetilen belediyeye yeni bir eş yönetim anlayışı ile Ak Parti’nin ortak olmasıdır. İsteklere ne kadar yanıt verilebileceğidir.
Yüreğir Belediyesi’ni bekleyen en büyük kara delik ise Fatih Kocaispir başkanın kendisinden önceki Ak Partili başkan Mahmut Çelikcan döneminde alınan ve bugün acilen değiştirilmesi gereken kadrolar ile ne yapacağıdır? Onları elde tutup tutmayacağıdır? Başarının gelmesi adına da bu ‘kendilerine çalışan kadrolardan ne zaman kurtulacağıdır’
Bütün bunlar benim gördüklerim ve ilk akla gelen kara deliklerdir. Yoksa diğerleri telafi edilebilir nitelikte olan kara deliklerdir. Asıl büyük olan delik bunlardır.
Telafisi mümkün olanları da ben Sayın Karalar, Sayın Akay, Sayın Çetin, Sayın Uludağ ve Sayın Kocaispir’in başarıyla gerçekleştireceklerine olan inancı taşıyorum.
Adana’ya ait kara deliklerin oluşmasında etken olanları da bu insanlar unutmamalı. Hep söylerim. 5 yıl önce ‘hırsız’ diyerek, ‘başarısız’ diyerek halkın gönderdiği isimleri 5 yıl sonra ‘kahraman’ olarak yeniden seçen bir ülkenin insanlarıyız. Bu nedenle de yarını hesap ederek hareket etmeyi de ihmal etmeyiz!
Eğer böyle olur isek de bir türlü başarılı olamayız.
Gidene ‘güle güle’ gelene de ‘hoş geldin’ demek lazım. Gidene dönüp bir daha ihtiyaç duymamak, gelen de başarılı değil ise ‘eline sağlık’ diyerek genç ve yetenekli olduğuna inandığımız yeni isimleri bularak yönetime getirmek lazım.
Söz kara delikten açıldı ve noktayı da koyalım isterseniz. Kadınlar ‘delikleri yama yaparak kapatmayı’ iyi bilirler.
Maalesef şu Adana’da bir tane kadın belediye başkanımız yok.
O da erkek egemen parti yöneticilerinin bulunduğu Türkiye’nin kocaman bir ayıbı, Adana’nın kocaman bir ayıbı olsun.
Haksız mıyım?