Dün köşe yazısını yazmadan önce aklıma böyle bir fikir geldi. Bir özel araç kiralayıp Adana’da görev yapan yöneticileri gelişmişliğine gıpta ile baktığımız şehirleri yerinde gezdirelim diye düşündüm.
Gezdirelim ki hizmetin nasıl yapıldığını görsünler. Gezdirelim ki makam koltuklarına yapışmadan hizmet üretsinler. Bilgi ve becerileri artsın ki, bürokrasi olarak ayak sürümesinler.
Olmaz! Diye başlayan cümleler kurmayıp ‘gereğini yapalım’ diyerek gelişme kaydetsinler.
Önceki gün Bursa’ya bir iş icabı gitmek durumunda kaldım. Sıklıkla gittiğimiz şehirdir Bursa. Her gidişimde Bursa’ya yöneticiler ne kadar katkı koymuşlar? Sorusunu yerinde görerek adeta test edebiliyorsun.
Yaptıklarını kitap haline getirip şehre yabancı olan herkese de gösterebilme cesaretine sahipler Bursa’nın yöneticileri.
Hizmetlerinin kitaplarını hazırlamışlar, CD’leri yapmışlar. Projelerinin uygulanmasında siyasilerin koydukları katkıları da inkâr etmeden, onları da onurlandırarak kusursun bir şehir için çalışmışlar, çabalamışlar.
Aferin vallahi…
Kentin en büyük sorunu nedir diye sordum yetkililere. Aldığım yanıt ‘Suriyeliler meselesi’ dediler.
Önceliklerini görüyor musunuz?
Öncelikli sorunları Suriyeliler sorunu. İşsizlik ve trafik sorunu değil bizim Adana’nın olduğu üzere…
Milletvekillerinden söz ederken sitayişle söz ediyorlar. Bakanlarının hangi sorunu nasıl aştığından bahseder iken nasıl yardımcı olduklarını ortaya koyuyorlar.
Yani şehir olmuşlar, kenetlenmişler.
Oysaki Adana gibi olmasa da Bursa’da göç alan bir şehir. Etnik alt kimliğe sahip onlarca insan topluluğumuz var. Lakin tek bir birleştikleri nokta var o da kentlerine sahip çıkma…
Bunu yapar iken de şehrinin yöneticilerini de bu vasıflara uygun isimlerden seçmişler.
İşte onun içindir diyorum ki, bizim kentin yöneticilerini bir araca bindirip alıp götürüp bizim duyduklarımızı, gördüklerimizi yerinde duyarak görmelerini sağlamamız lazım.
Bunu yapar isek sanırım bu yöneticilerin büyük bir bölümüne ‘bugüne kadar yaptıklarınız için elinize sağlık’ der ve helalleşiriz.
Yapamayacağımıza göre...
Yine çenemizi yorduk, kafamızı yorduk.
Adamlar bildiklerini okumaya devam edecekler. Kendileri gibi vasıflara uygun siyasilerden aldıkları destekle sıcak koltuklarında oturmayı da sürdürecekler.
Bize de bol bol lafları düşecek!
Bu şehrin kaderi bu olsa gerekir diyelim ve bir araç içerisine bu kadar yöneticiyi alıp mekânları görüp göstermemiz de mümkün değil vesselam…
O zaman yapacak tek bir şey var. Bursa’nın o övgüyü hak eden yöneticilerine bir kez daha tebriklerimizi iletelim…