Kimin nereye yazdığını çok önemsemeden yazılanın içeriğine bakarak kayda değer olup olmadığını da tasnif ederek kentimize ait önemli bulduğum bazı gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Siyasetten bugün uzak kalarak bu kente karşı sorumlulukları olanların neler yaptıklarından birkaç örnek verip sonrasında da bu kişileri sizlere emanet etmek istiyorum.
Değişik meslek örgütlerinde görev yaparak temsil ettikleri kişilerden kopuk olan bu yönetici kademesindeki isimler aylık olarak ortalama 5 bin lira ve hatta üzerinde gelir elde ediyorlar.
Huzur hakkı, oturum parası, yolluk, harçlık derken ederi 5 bin lirayı bulan paradan bahsediyorum.
Makam arabaları ve diğer etiketler hariç…
Elbette temsil ettikleri yer adına bunlar olacak diyebilirsiniz. Olmayan, şık düşmeyen ise fırsatını bulduklarında imkanları kendilerine ve ailelerine doğru yönlendirmeleri.
Adamcağız oda başkanı. Huzur hakkı için kapı kapı dolaşıyor.
Adamcağız adalet dağıtan mekanizmanın yöneticisi ama ilk fırsatta eşine, çocuğuna, ailesinden yakınlarına imkan sağlıyor.
Adam üniversitede hoca, yönetici ve eşini bir yerlere taşımak için hülle üzerine hülle yapıyor.
Yetmiyor, kafalarına göre vakit geçirip sonrasında bir de etrafında kendilerini sorgulayanları ellerine aldıkları siyah boya ile boyamaya çalışıyorlar.
Biri yazıyor, diğeri bozuyor dedim yazımın başlığına. Onların yazdığı bu senaryoları birileri bozuyor. O birileri yani bozanlar arasında yer almamdan dolayı da kendimi mutlu sayıyorum.
Altın Koza’dan ihale alarak ceplerine indiren bir adam(!) vardı bir dönemler. Ağzı dolusu konuşur dürüstlük abidesi kesilirdi. Sonrasında kendi ihalecilerini yarattı ve onların yemi de kesilince bu kez ağzından salyalar akarak çirkinleşti bu memlekette.
Sizin anlayacağınız çomak sokulmuştu arı kovanına.
Demem odur ki, birileri kendi ekonomilerine ve hayat standartlarını yükseltebilmek için aymazlığın her türlüsünün içerisine girebiliyorlar.
Bu tür davranış sergileyenlerin partileri de fark etmiyor. İktidar olmuş, muhalefet olmuş hiç fark etmiyor. Önemli olan onlar için rant…
Memlekette rant adına, ceplerine inen birkaç kuruşun adına kişiliklerini de bir kenara bırakarak ‘kendilerince yazıp’ sonrasında birilerinin gelip onu bozmasını bekliyorlar.
Bir de bu kentte akmayan, kokmayan, bulaşmayan, koltuk adına her ne istenir ise takla atarak gereğini yapan insan türleri var. Bunların da amaçları ‘bana adam desinler’ türünden…
Ben adam demiyorum onlara…
30 yıl önceki gazete arşivlerime bakıyorum. Şöyle bir gözden geçiriyorum. Bu tipler için yazdıklarımızda hiç farklılık yok. Dün de vardılar, bugün de…
Onlar için her yol Roma…
Siz siz olun bunları iyi bilin, tanıyın, etrafında yer almalarına izin vermeyin. Ben öyle yapıyorum kendi adıma. Size de öneririm…
Kazançlı çıkarsınız, benden hatırlatması…