Türkiye’nin 1980 ihtilal sonrası siyasetini yakından bilir, tanıklık ederim. Daha öncesi MC Hükümetlerini ve Ecevit Dönemlerini de yakından izlemesem de gördüklerimle bilen birisi olarak bugün bürokrasinin nasıl bir duruma düştüğünü tahlil edebilecek kadar yetkin sayıyorum kendimi…
Türkiye’de bürokrasiyi korku dağı salmış…
İnanın bana durum resmen böyle. Bürokratlar, mevcut hükümetten her an başıma bir şey gelebilir diyerek korkuyor, çekiniyor.
Diyeceksiniz ki Hükümet bu bürokratlara böyle mi davranıyor? Orasını bilemem…
Lakin onlar kendilerini merkezi yönetime göre baştan aşağıya dizayn etmişler.
Memlekette milletvekillerinin hısım ve akrabaları, eski milletvekillerinin yakınları icazetle evet yanlış okumuyorsunuz icazetle devlette söz sahibi olup iş yaptırıyorlar. Bürokrasi, AK Parti Hükümeti’nin bilgisi dışında hiçbir iş ve işlem yapmıyor.
Yaptıklarında da resmen zılgıtı yiyorlar ve arkasından ya koltuk gidiyor ya da o koltukla ilgili başkaca gelişmeler söz konusu oluyor.
En üst düzeyde devleti temsil edenler bürokratlara dokunup bir şey yapmaya, ceza vermeye, soruşturma açmaya kalkınca da onu oraya getiren siyasi irade devreye girip ‘hop bakalım!’ diyor adeta.
Ben bunları hep yaşıyor ve görüyorum kendi kentim olan Adana’da.
Aksini söylemek durumunda olanlara da yaşadığım ve kaleme aldığım onlarca yazıyı örnek verebilirim. Yüzleri kaskatı kesilen, akşama kadar odasına kapanarak dışarıya çıkamayan çok idareci gördüm bu kentte.
Bürokrasiyi korku dağı sarmış. İyi bir şey değil aslında bu. Devletin iç işleyişinde bunların yaşanmaması gerekiyor.
Çözümü var mı bu işin?
Yok, gibi gözükse de var aslında. Düzelmesi adına sabırla bekleyerek gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor.
Adana’da ehliyetli ve vasıflı olmayanlara koltuğu teslim eden siyasi iradenin bütün bunların farkında olduğunu biliyorum. Haberdar olduğu konuya da müdahil olmuyor düzelmesi adına.
Kendi siyasi ikbali adına da ne gerekiyor ise yapıyor, yapmaya da devam ediyor diyelim ve bu şehrin kısa zamanda kendine gelmesi gerekiyor.
Sizce bu mümkün mü?
Mümkün…
Ümitsizliğe kapılmayın.
Süresi dolan malzemeler kaldırılıp bir kenara atılır…