Yılmaz Vural…
Türkiye’nin magazin programlarının gözdesi ve reklam filmlerinin önde gelen figüranı…
İyi de para kazanan cinsten bir potansiyele sahip olan Yılmaz Vural’ı ‘Demirspor’u kurtarsın’ diyerek getirip takımın başına hoca yaptılar.
Maalesef diyorum, ‘kelin ilacı olsa başına sürer’ misali oldu bir adet Yılmaz Vural.
Çim üzerinde cesaretli kramponlar yüreklerini ortaya koyarak mücadele eder ise başarı gelir. Yoksa listeye yazılan ‘yıldızlar ordusu’ el yapmıyor, sonuç getirip takımı galibiyete taşımıyor.
Hatta galip götürdüğünüz maçtan mağlubiyetle ayrılmanızı önlemiyor.
Yönetimin de ‘bize zaman tanıyın’ ifadesini göz önüne alacak olur isek Yılmaz Vural’a daha ne kadar zaman tanınacak onu da doğrusu merak ediyorum.
Bir yerde bir yanlışlık devam ediyor sanki.
Sanki takımın içinde ciddi sıkıntı var. Sahada bu sıkıntıyı üzerlerinden atamayan futbolcular ordusu ile karşı karşıyayız.
Son maçlarına bakın Adana Demirspor’un, galip olarak uzun süre önde götürdüğü karşılaşmalarda mağlubiyet yaşanıyor. Maddi anlamda problem yok ise ki yok bu takım adına. Trilyonlara hükmeden bir kulüp başkanları var.
Hükümet tarafından milyar lirayı bulan ihaleler ile desteklenen kulüp başkanının da Allah var Demirspor için her zaman elini cebine attığı bir gerçek.
Öyle olmasa Yılmaz Vural Adana Demirspor’da olmazdı.
Para var, galip gelmek adına her türlü imkânlar seferber. Sorun nedir o vakit?
Bunun yanıtını da Yılmaz Vural verecek…
Aslında sorunu bilse o da çözecek ama bir türlü çözemedi gitti. Bu takımın almış olduğu sonuçlar çok kötü ve iddiasından uzaklaştıkça uzaklaşan bir takım var karşımızda.
Maşallah ile inşallah ile bu ligde işler yürümüyor. En iyi bilen de Yılmaz Vural olsa gerekir.
Lige verilen aranın iyi değerlendirilerek netice itibariyle bu takımın ‘acilen’ düzelmesi gerekiyor. Kendine gelmesi gerekiyor. Kimler gidecek? Kimler kalacak? Diye yine papatya falı açmaya başlanılacak.
Paralar harcanacak ve ligin sonunda yine hüsran yaşanacak.
Sonra da ‘bir başka bahara’ diyerek geçiştirilecek.
Adana Demirspor’un Kulüp Başkanının takımla ilgili olarak fazlaca iyimser tablolar altında bilgilendirilip fazlaca opsiyonlu bir zaman aralığı bırakılarak ‘başarının’ beklenildiği ortama getirilip dayatıldığı düşüncesindeyim.
‘SABIR’ ile başlayan cümlelerin arasında bu kadar başarısızlığa tahammül var mıydı onu bilmiyorum ama bu sabrın sonu da hiç iyiye gitmiyor. Onu da çok iyi biliyorum.
Kimseye nasip olmayan seyirciye sahip takımı da böyle zor koşullar içinde tutmaya kimsenin hakkı yoktur diye düşünenlerdenim. Demek ki bazen para da işe yaramıyor…
O vakit tez elden çözün sorunu ve kendinize gelin…