Siyasette rakibinize yönelik getirebileceğiniz eleştirilerin hepsini kabul edebilirim ama çirkin sözleri asla kabul etmem. Bir tek ben değil aklı başında hiç kimse kabul etmez çirkin sözleri…
Son günlerde yerel siyaset yapan isimlerin birbirlerine karşı sözlerinde ‘Çirkinlik’ ortaya çıkmaya başladı. Hiç de tasvip edilebilir bir davranış değil bu…
Bel altı ifadeler şükür kullanılmıyor ama ondan daha çirkin toplumun kabul etmeyeceği ithamlar ile çirkinleştirilen siyasete tanıklık ediyorum. Bundan duyduğum rahatsızlığı da ifade etmek durumundayım.
Bir insanın kendisine yapılmasını istemediği bir çirkinliği başkasına yapması kadar yanlış ne olabilir? Sorarım sizlere, ne olabilir?
Benzetmeleriniz, ithamlarınız, tavır ve hareketleriniz insanları kırmamalıdır. Üzmemelidir. Eğer siz bunu yapar iseniz karşınızdakinin size yapacağı her tavır artık ‘kaçınılmaz’ olur ki bu kez oy istediğiniz seçmen sizden rahatsızlık duyar.
Önceki gün bu çirkin sözlerden birisine ben şahsen tanıklık ettim. Üzüldüm. Üzülmem yetmedi, nezaketli olarak bildiğimiz insanlara kimler etki ediyor ki bu kişi böyle bir yaklaşım içinde olabiliyor diyerek de kendi kendime sordum.
Eğer ‘akıl hocaları’ bunu telkin ediyor iseler birinci yanlış…
Şayet adayın kendisi bunu istiyor ve söylüyor ise ikinci yanlış…
Sözün özü, yanlış üzerine yanlış…
Rakibiniz size ne söyledi ki siz ona çirkin sözle hitap ediyorsunuz? Ortada ne var? Size karşı hakareti gerektiren çirkinlik nedir? Önce çıkın bunu söyleyin ki ardından yanıtınız olsun. Yanıtınız da böyle olmasın elbette…
Konunun ayrıntılarına girerek sizleri boğmak ve her iki tarafa da cevap hakkı doğarak çirkinliği daha da uzatmamak adına kişilerin isimlerini vermekten imtina ediyorum. Yoksa isimlerini de vererek yazmasında sıkıntı yaşamam.
Ben üzüldüm, ümit ediyorum ki sizler de üzüldünüz. Duydunuz veya duymadınız orasını bilmiyorum ama yine de siz o çirkin sözleri duymayın istiyorum.
Pazartesi günü buluşmak dileğiyle…