Her konuda diploma aranır iken tek diploma aranmayan yer siyaset olunca bizim diplomasız siyasetçilerin de yönetim tarzlarına ne yazık ki boyun eğmek durumunda kalıyoruz.
Halk meclisi kurar gibi diplomasız siyasetçilerden meclisler kuruyoruz. Belediye başkanları seçiyoruz.
Adamcağız bürosunda işine gücüne bakıp para kazanır iken getirip siyasetin içerisine sokarak o şehrin, o beldenin sorunlarını çözmesi adına onu yetkili kılıyoruz.
Düne kadar evi, iş yeri ve özel dostlarının yazıhaneleri arasında gidip gelen kişilere meclisin kapılarını aralıyoruz. Bakanlıkları aşındırması için makam araçları tahsis ederek onları yetkili kılıyoruz.
Diplomasız siyasetçiler!
Siyasetin okulu yok elbette. Bakmayın siz siyasi partilerin açtıkları 15 günlük adı ‘siyaset okulu’ olan hızlandırılmış kurslarına.
Orada insanlara siyasi nezaket öğretilmiyor. Orada imar düzenlemeleri, kamulaştırma öğretilmiyor. Oralarda meclis üyesi olmanın koşulları ve uygulamadaki teknik yönler anlatılmıyor.
Kimseye de ‘diploma’ verilmiyor. Verilen bir sertifika…
31 Mart seçimlerine hızla ilerliyoruz. Mevcut siyasetçi profilleri ile yetinerek yeni ve vizyon sahibi siyasetçileri katmadan elde olanlar ile siyasetin yapıldığı Adana’da belirsizlik ortamında gidiyoruz yerel seçimlere…
Mevcut yetkiyi elinde bulunduranların yeniden listeye yazılmak için takla attığı bir ortamda yeni siyaset yapmak isteyenlerin de listeye girmek adına efor sarf ettiği bir ortamdan geçiyoruz.
Kadın ve genç kotasına sadık kalacakların her daim beyan etmelerine karşın bu sözlerini fazla tutmayan siyasi partilerin listelerini de doğrusu merak ediyorum.
Önce bu tespitlerde bulunup işin özüne gelmekte yarar görüyorum.
Yönettikleri halkına sorsanız ‘sınıfta kalan’ siyasetçileri ne olur yeniden başımıza bela etmeyin!
Yönettikleri halkının yeniden desteğini alamayacak durumda olan diplomasız siyasetçileri ne olur siyaset tarihinden silip atın.
Son bir hatırlatma daha yaparak sözlerimi tamamlamış olayım.
Siz yanlış yapar ve yapmakta ısrar edersiniz halk size doğruyu gösterir.