Yerel seçimlere sayılı günler kaldı. En nihayetinde finale yaklaşıyoruz.
Bütün adaylar yarışta başarılı olmak adına mücadelelerini sürdürüyorlar. Her ittifakın adayı diğer ittifakın adayında önde yarışı tamamlamak adına mücadele eder iken, DSP’nin adaylarının seçim kazanma şansları yok olmalarına karşın yarışta olmaları da bir başka duruşu ortaya koyuyor.
DSP’nin merkez ilçelerden Seyhan’da Yıldıray Arıkan, Çukurova’da Yalçın Akyol ve Sarıçam’da da Celal Güven ile yarışa gittiklerini öncelikle bir ortaya koyalım. Her üç aday da CHP’de yıllarca politika yapmış isimlerdir.
Hoş, Yalçın Akyol sadece CHP’de politika yapmakla kalmamış ve 5 yıl boyunca da MHP’nin saflarında yer almıştır. Diğer iki aday olan Arıkan ve Güven, partilerinde kalmış olan isimlerdir.
CHP’nin içerisinde yer aldığı Millet İttifakı’ndan aday olamayan Yıldıray Arıkan, ‘seçimi kazanacağım’ iddiası ile yola çıkıp ilk kez belediye başkanı seçildiği parti olan DSP’ye dönüp Seyhan’dan aday olmuştur.
Sarıçam’da da Celal Güven, CHP’nin en son ilçe başkanı olup aday adayı olduğunda kendisi aday yapılamayarak İYİ Parti’nin adayının ittifak adayı ilan edilmesi ile DSP’nin yolunu tutmuştur.
Gördüğüm odur ki, her üç adayın da seçim kazanma şansı bana göre sıfır…
Yani hiç ümitleri de yok, sonuç itibariyle seçim kazanma ihtimalleri de yok…
Sadece ‘bir bölen’ olacaklar ve CHP’ye kayacak olan oyların bir kısmını alarak bana göre Cumhur İttifakı’nın elini güçlendireceklerdir.
Yıldıray Arıkan ile Yalçın Akyol’u hiç mi hiç anlamış değilim. Bu kadar hırs ve ihtiras ile siyaset yapıyor olmalarını da siyaseten değerlendirince bir yerlere konduramıyorum.
Celal Güven’in Sarıçam’da şansı var mı? Diye bana sorsanız onun içinde ‘hiç yok’ derim. Seçim sonuçları aslında bizim bu söylediklerimizi doğrulayacak. 1 Nisan günü sonuçlar açıklandığında gerçekler ortaya çıkacak.
Bizim gördüğümüzü bu aday olan arkadaşlarımız görmüyorlar mı? Bence görüyorlar. Lakin kendilerine göre haklı nedenler ile aday olmak durumundalar ve diretiyorlar.
Tarih bu isimleri ileriki tarihte nasıl yargılar bilemem ama bildiğim bir şey var ise siyasi partilerde de değer yargıları diye bir şey kalmamış.
Bir gün önce CHP’lisin, ertesi gün DSP’li oluyorsun. Bir gün önce MHP’lisin ertesi gün DSP’li oluyorsun. Bir gün önce AK Partilisin ertesi gün SP’li oluyorsun!
Bunlar da var gerçek olarak… Karşımızda duruyor.
Siyasetçiler de genel merkezlere bakarak kendilerine yer arayarak bir şekilde arayış içinde oluyorlar. Sözün özü, her üç adayın da bana göre şanslara yok. Sadece ve sadece ‘bir bölen’ olacaklar.
Bu bölünmeden kendileri mutlu olurlar mı bilmem ama birilerinin mutlu olacakları kesin…