24 Temmuz tarihi gazeteciler için özel bir tarihtir. Aslında özel olması gereken tarihtir. Lakin içerisi boşaltılan meslek yüzünden bu özel tarihi, günü kutlamak mesleği yapan biz gazeteciler için çok bir anlam katmaz hale getirildi!
Sansürün kaldırılış yıldönümüdür 24 Temmuz. Sansür tam olarak kalkmış mıdır? Hayır…
Oto sansür revaçta mıdır? Evet!
Bu hakikati bir kenara bırakalım ve bu önemli gün üzerinden karşılaştığımız olaylara değinelim istiyorum. Gazetecilere özel bu tür günlerde siyasetçiler meydanlara çıkmayı ihmal etmezler. Meslek adına açıklama yaparlar, önemli günü kutlama adına da mesajlar verirler.
Bu mesajlarını da yine yayınlamaları için basın kuruluşlarına gönderirler.
Siyasetçiler bunu yaparken söylemleri ile eylemleri asla birbirini tutmaz. Yuvarlak kelimeler ile konuyu geçiştirmek isterler. Yerel basına övgüler yağdırırlar ama bir tek gazete alıp okumazlar. Sadece haberleri eğer gazetelerde yayınlanır ise o gün bir şekilde gazeteyi temin etme yoluna giderler.
Her konuda siyasetleri için bütçe ayıran ve temin eden bu siyasiler, konu basına gelince kulaklarının üzerine yatarlar. İkili ilişkiler ile basınla olan ilişkilerini götürmek isterler.
24 Temmuz gününü fırsat bilen İYİ Partili bir siyasetçi ile izah etmeye çalıştığım bu ilişkiler konusunda yaşadığım bir olayı sizlere örnek olması adına vermek isterim. Sonradan siyasete atılan bir İYİ Partili, ikili ilişkilerini kullanarak Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ediyor. Ziyarette basın bayramını kutlamak gerekçesini ortaya koyarak sohbet ortamında bir görüşmede bulunuyorlar.
Kendilerine gelen her ziyaretçiyi, hatta iş yerlerinin reklamını dahi ihtiva eden görüşmeleri basın bülteni yapmayı gelenek haline getiren ÇGC’nin bu ziyareti de değerlendireceğini bilen sonradan siyasete atılan bu İYİ Partili siyasetçi, gazetecilere şirin gözükmek adına da bu ziyaretlerini sosyal medya hesaplarından yayınlamayı ihmal etmez.
O sosyal medya hesabında yayınlanan fotoğrafları görünce paylaşımın altındaki yorum kısmına ‘Yerel basına destek adına en son hangi yerel gazeteyi okuyarak destek oldunuz?’ diye bir ifade bıraktım.
Destek adına bir cevabı olmayan, olamayacak olan bu siyasetçi benim yorumuma karşılık ‘O sizin kendi aranızdaki sorun, biz sadece bayram nedeniyle ziyarette bulunduk’ diyerek yazdığım yorumu dahi anlayamadan hareket etti. Ya da anlamak istemedi!
Bu kez İYİ Partili bu sonradan siyasete atılan siyasetçinin yorumuna ikinci kez bir yorum yaparak ‘Gazetecileri ve gazeteciler cemiyetini kullanma anlayışını içeren’ bir yorum daha ekledim.
Diyecek sözü olmayan siyasetçi yorumu silme ihtiyacı duydu!
Basında sansürün kaldırılış yıldönümünü kutlamak için ÇGC’yi ziyaret eden siyasetçi, yoruma sansür uyguluyor!
Aklınıza yanayım sizin…
Bense bu siyasetçiyi sosyal medya hesaplarımdan silerek noktayı koydum.
Gazeteciler üzerinden söylem geliştirip eylemleri ile tezatlık yaşayan bu tür siyasetçileri hiç ama hiç ihtiyacımız yok. Kendilerini bir yere getirmek adına gayret sarf ettiklerini biliyoruz. Yarın öbür gün bu İYİ Partilinin de siyasette ‘bana da bir yer verin’ diyerek Meral Akşener Hanımın eteklerine yapışacağından adım gibi eminim. Çünkü bir kez denedi, olmadı!
Böyle basın bayramlarını kutluyoruz biz…
Başka söze gerek var mı?
Yok…
O halde tırnağın var ise kafanı kaşı misali…