Siyasi erk, elindeki gücün ve kuvvetin etkisi ile aklının estiğini yapar ise ortaya çıkan sonuçlara da yurttaş bir müddet katlanmak zorunda kalır. Sonrasını hiç düşünemezsiniz…
Resmen Tufan olur…
Tufan’a da katlatmak kolay olmaz.
Güç kimde ise o gücü kendi lehine kullanmak ister. Bunun içinde kimseden icazet almaz.
Son üç yıldır Adana bürokrasinin yanlış uygulamalarını değişik konu başlıkları ile bu sütunlardan dile getirdim. Okuyucularıma konu başlıkları dâhilinde yaşanan olumsuzlukları aktarıp yetkililere de ‘buyurun görevinizi yapın’ cinsinden hatırlatmalarda bulundum.
Bürokrasiyi dizayn etmekle görevli olanlar sustu. Amiri sustu, müdürü sustu.
Siyasetten beslenip güç alan bürokrasi de ezdikçe ezdi. Alt kademeyi ufaladıkça ufaladı…
Hatalar zinciri oluştu. Yönetim anlayışındaki zafiyet ile adam kayırmacılık oluştu. Yetmedi, hiç alakası olmayan yerlere müdürler atandı. Uzmanlık alakası ile irtibatı olmayanlara liyakat esasından uzak, torpil esası ile görevler verildi.
Yurttaş isyan etti. Hakkında olumsuzluk oluşturulanlar da önce yargı yolunu tuttular. Baktılar ki orada da dikiş tutturamayacaklar. Başlarının çaresine bakıp ‘uzak kalmayı’ tercih ettiler.
Böyle bir Adana tablosu var ortada. Devlet, kendisini halkının yanında olduğunu bu bürokrasi sayesinde hissettiremedi. 3 yıl boyunca yaşanan olumsuzlukları belgeleriyle dile getirip yetkililere ‘buyurun görevinizi yapın’ demiş olunmasına rağmen ilgi a yazı gereğince ilgi b işlemi yapılmış olup diyerek bütün olumsuzlukları yok saydılar. Görmezlikten geldiler.
En nihayetinde kötülüklerin yanında oldular!
Sokak yani kamuoyu, yurttaş ise bütün olup bitenlerin farkında. Kimlerin nasıl bir yerlere liyakatsız şekilde getirilip amir ve müdür yapıldığını gördükçe dişlerini sıka sıka ağızlarında diş kalmadı işin özeti…
Yazımın başında sordum. Güç kimde? Dedim.
Bir kurum düşünün. Amirini siyasetçi atatıyor. Bakan ise olup bitenlere sessiz kalarak o siyasetçinin yüzü hürmetine bütün olumsuzları görmezlikten geliyor. Tabiri caizse idare ettiği kurumda ise çatlak sesler yükseldikçe yükseliyor.
Bunun sizce önemi yok mu?
AK Parti iktidarının bana göre son 5 yıldır içine düştüğü en büyük yanlışlık siyasetçi ile bürokrasi arasındaki bağı kuramaması ve bu yüzden olumsuzlukların artmasıdır.
Milletin vekilinin arkadaşı, akrabası, kuzeni gibi yakınlarını ve dostlarını bir yerlere getirmesinin faturasını hem AK Parti iktidarı hem de o şehrin yurttaşı ödüyor!
Yazımın içeriğinde kurumların ismini vererek yol ilerlemek istemiyorum. Eğer bunun aksini iddia eden iktidar partisi milletvekili olur ise oturur her zeminde bu konuyu tartışırım.
Bana düşen budur.
Elimden gelen de budur. Adana’ya yazık oluyor yazık…