Allah kimseyi hastane kapısında süründürmesin. Sevdiklerinizin hastane koridorlarındaki içler acısı durumunu görünce inanın moraller çok bozuluyor.
Hastanelere kimse düşmesin diyelim. Temennimizle bir de durum tespitinde bulunalım istiyorum.
Son günlerde hastanelerde önemli sayılacak derecede aşırı bir yığılma söz konusu. Adana’da iki önemli hastane var. Bu hastaneler eski adıyla Aşkım Tüfekçi yeni adıyla Seyhan Devlet Hastanesi ve Şehir Hastanesi.
Bu iki hastane şehrin yükünü çekiyor. Seyhan Devlet Hastanesi, işlem hacmi bakımından şehrin yüzde 30’unu ancak ziyaret açısından da yüzde 50 yükünü çeken bir hastane. Şehir Hastanesi’de diğer yüzde 50 yükü çeken hastane.
Hal böyle olunca bu iki hastane haricindeki hastanelerde fazla yoğunluk oluşmuyor. Gelin görün ki bu iki hastanenin de yoğun bakımları dolu vaziyette.
O kadar hasta sirkülâsyonu var ki sormayın gitsin. Yoğun bakımdan bir hasta çıkıyor, bir diğeri giriyor yoğun bakıma.
Doktorun iyisi ve kötüsünün halk tabiri ile bir karşılığı olduğu gibi hastanenin de iyisi ile kötüsü de söz konusu oluyor yine halkımızın tercihi açısından…
Bunu da yaşayarak görenlerdenim.
Hastanelerin bu kadar aşırı yoğunlukta çalışıyor olmasını yetkililer nasıl izah edecekler bilemem ama doğrusu hiç çalışmayan hastane konumuna da düşmek doğru değil. Bunu da biliyorum.
Kendi adıma bir örnek vermem gerekir ise ‘Zorunda kalmasam Balcalı Hastanesi’nde ayak atmak istemem’ diyecek kadar da Balcalı Hastanesi’ni tutmuyorum!
Bunun elbette önceki yıllarda üzerimde bırakılan intiba ile irtibatlı olduğunu da söyleyebilirim.
Yoğun bakım ünitelerinin yerinde ve uygun koşullarda çalışması demek, canın kurtarılması demek anlamı taşıdığı içinde yoğun bakımların her açıdan iyi donatılması gerekiyor.
Son yıllarda hastanelerin fiziki koşullarının iyileştirilmesinden kaynaklı yoğun bakımların daha etkin hale getirilmesi de biraz yönetim anlayışı ile ilintili olduğunu düşünenlerdenim. Hastanenin iyi yönetimi demek, o hastaneden hizmet alanların memnuniyeti demektir.
Seyhan Devlet Hastanesi’nin de yeni fiziki koşulları ile hastaların memnuniyetini sağladıklarını görüyorum. Lakin burada yanlış olan tek eksiklik bana göre hastaların ve hasta yakınlarının davranışlarından kaynaklı olumsuzluklar oluyor.
Eski alışkanlıkları ve hastaneyi kendi evleri gibi kullanmaya yönelik istekleri ile doğru giden bazı kuralları değiştirmeye çalışan hasta yakınlarının çıkardıkları sorun yüzünden olumsuzlukların ortaya çıktığını da görenlerdenim. Şükür olsun ki anında müdahil olunup buna izin verilmiyor.
Adana Şehir Hastanesi’nde de ilk açıldığı günlerde oluşan olumsuz görüntüden uzak kalınarak biraz daha hasta memnuniyetine önem veren nitelikte çalışmaya başlamış olmalarını da müşahede ettiğimizi belirtmiş olalım.
Ümit ediyorum ki hastalıktan uzak günler geçirelim ve kimse hastaneye düşmesin. Hastanesiz de olmuyor elbette ama sağlık hizmetleri alınan hastanelerin biraz daha halk tarafından korunmaya ihtiyaçlarının olduğunu ifade ederek sağlıklı günler diliyorum.