Siyaset iddia işidir. Kazanmak sanatıdır, sonuç almak, başarılı olmak adına mücadele etmektir.
Siyaset, doğruları söyleyerek halkına karşı mahcubiyet yaşamadan başın dik olarak bir sonraki seçimlerde onların önüne çıkmak sanatıdır.
Siyaset, kimseye gönülden ve göbekten bağlı olmadan dik duruşun ve haktan, adaletten uzaklaşmadan halkına karşı sorumluluklarını yerine getirme sanatıdır.
İdealleriniz olacak hayatta…
O idealler sizi bir yerlere taşıyacak. Etrafınızdaki müritler siyasetçi olarak seni uçurur iken yalanla ve dolanla değil, gerçeklerle, hakikatlerle bir yerlere taşıyacak.
İdealleri olan insanı severim, beğenirim. Tepeden inme siyasetçiye de ‘sahibinin sesi’ der ve ona göre yaklaşırım. Maalesef diyorum, Adana’da yıllarca tepeden inme, ısmarlama, dayatmayla önünüze getirilip konan siyasetçileri görüp, onlardan medet umar durumda olduk!
31 Mart seçimleri gelip kapıya dayandı. Herkes eteğindeki taşı sandıkta dökecek!
Kim neyi düşünüyor ise onu oyları ile tayin edip gerçekleştirecek. Yanlış veya doğru…
Seçimlere iki hafta kala adaylar projelerini halka tanıtmaya, beğeniye sunmaya başladılar. Projelerinin içerisinde maddi anlamda altından kalkmaları mümkün olmayanlar da var, yapabilecek nitelikte olanlarda…
Elbette hedef koyacak siyasetçi. ‘Yapacağım’ diyerek iddialı olacak ve bunu gerçekleştirmek adına da elinden geleni yapacak. Gerekirse yönettiği şehrin insanlarını arkasına alarak…
5 yıl önce projelerini ortaya koyarak yola çıkanlara ‘ne yaptın?’ diyerek hesap soracak olan yine o kentin insanları yani seçmenleridir. Yani o konuda soracak ve sorgulayacak olanlar seçmendir. Dolayısıyla bunu bilen siyasetçi, seçmenine karşı boş vaatlerde bulunmamak adına her aklının estiğini vaat olarak vermemelidir.
Ben bunu bilir, buna inanırım.
Yani projeler karton maketlerde kalmamalıdır. Şehrin halkını boş yere oyalamamalıdır.
Paran olacak, siyasi gücün olacak, Ankara’da lobin olacak, kentinin insanı sana sahip çıkarak arkanda duracak, her daim destek verecek.
Yani elin kuvvetlenecek. Sen de Ankara ile Adana arasında köprü olacaksın.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler…
Bu konuda inandığım bir özellik var ki, siyasetçiler bir kitapçık haline getirip vaatlerinin de olduğunu ortaya koymak adına bazen alt yapısı olmayan, içi boş vaatlerde de bulunabiliyorlar. Yani ayakları yere basmayan vaatler…
O vakit onların bu tavrı idealleri olandan daha çok ‘seçimi boş geçirmemek adına sallayan’ siyasetçi tavrı olarak netleşiyor…
Her şey Adana için olsun. Bu kentin çocuklarının yarınını daha güzel yapmak adına herkes birlik olmalı ve güç birliği yapmalıdır.
Siyasetçiye de ‘zemin’ sağlayarak hizmetin ancak siyaset kanalıyla yapılacağını bilmemiz gerekiyor…
Kalın sağlıcakla…