İktidar partisinin yıpranması, toplum önünde zor duruma düşmesi, seçmenin iktidara ağız dolusu konuşmasını sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek devlet memurlarının halkı tahrik ettiklerini, onların üzerine giderek bütün bu rahatsızlığın sorumlusunun hükümet gibi gösterilmesini temin ederek iktidara kötülük yapılmasına vesile olduklarına bizzat tanıklık eden birisiyim.
Bundan dolayı da üzülüyorum.
Devlet memuru arkadaş, görev ve sorumluluğunu, kendisine verilen yetkiyi halka ezerek yerine getirmeye çalışınca tepki doğuyor elbetti. Bu tepki sonrasında ‘benim elimden bir şey gelmez. İktidarın çıkardığı yasa bu… Gidin derdinizi onlara anlatın’ yaklaşımı ile halkı devlete karşı tepkili olmaya adeta vesile oluyorlar.
Seçimler öncesinde özellikle bu konuyu kaşıyarak esnafın üzerine giden devlet memurları var. Sıkıntı yaratan devlet memurları var. Düne kadar oturdukları masadan kalkıp yollara düşmeyenlerin seçim arifesinde ellerindeki ceza makbuzları ile halkı inim inim inletmeye çalışmaları var ortada.
Bütün bu gerçeklere şahitlik edince daha önce anlatılanların gerçek olduğunu görünce inanın ne söyleyeceğimi bilemedim.
İktidara kötülük yapan bu devlet memurlarına başlarındaki amirleri de ne yazık ki izin veriyorlar. Müsaade ediyorlar. Sonrasında da ‘tavşana kaç, tazıya tut’ dercesine oturup seyrediyorlar.
Böyle bir uygulama olmaz. Tüm devlet kademesindeki kendilerine devlet memuru denilen insanların da seçimler öncesinde halkı iktidara karşı tepkili hale getirmek adına gayret içine geçmesinin önüne geçilmeli, bürokraside görev alan amirlere de ‘akıllı olun’ uyarısında bulunulmalıdır.
Ben biliyorum ki yüz takla atarak makam kapan, eline ekmeğini alanların bugün siyasi iktidara karşı ayak sürüdüğünü görüyorum, yaşıyorum. İktidarın korkusundan iktidarın yanında gibi yer alıp sonrasında ellerine bir imkân geçtiğinde nasıl farklı kimliğe büründüklerini ben görüyorum, yaşıyorum.
Bu konuları da zaman aralıklı olarak dile getiriyor, Ak Parti’nin de bu anlamda dikkatli olmasını hep öneriyorum, telkinlerde bulunuyorum.
Siz halka ceza yazmak için yollara çıkar iseniz, seçim öncesinde herkesi köşe bucak kaçar hale getirirseniz, yollarını keserseniz, olmadık gerekçeler ile ceza yazmaya kalkar iseniz o vatandaş memuru değil, onu gönderen iktidarı bilir. Ona kan kusar.
Nitekim de öyle oluyor.
Çıkın sokağa, sorun halka, sorun esnafa. Siz memnun musunuz bu denetçi adı altındaki iktidara karşı halkı tepkili hale getirenlerden diye?
Ben inanıyorum ki bir tane memnunuz diyen çıkmayacaktır.
Bu konuları ben aslında zaman bulur, fırsat ortamı doğar ise Ak Parti’nin yetkilisi arkadaşlarıma da iletiyorum. Miting alanlarına gelen o devlet memurlarının iktidar partisinin yanında gibi gözükerek işgal ettikleri koltuktan aldıkları güçle, aynı iktidar partisine nasıl kötülük yaptıklarını Ak Parti’nin yetkilisi olan arkadaşlara iletiyorum.
Biraz daha hoş görülü olmak gerekiyor. Esnaf zaten kan ağlıyor. İncir kabuğunu doldurmayacak gerekçeler ile halkı zor durumda bırakmak, esnafı da mağdur etmek kimseye yarar getirmez. O memurlar istiyorlar ki iktidar partisine tepki oluşsun ve bu da sandığa yansısın…
Ben Ak Parti Hükümeti’nin yerinde olsam şunu yaparım. Tüm ülke genelindeki devlet dairelerinin üst düzey yetkilileri başta olmak üzere il ve ilçe genelindeki tüm birim amirlerini yeniden bir gözden geçiririm.
Onların genel uygulamalarına bakar, değerlendirir, halktan yani hitap ettikleri o yörenin insanından o yöneticiler hakkında bir anket yaptırırım. Gerçekten o makamı hak edip etmediklerine bir bakarım.
Tipik devlet memurluğu anlayışına sıkışıp, sonrasında eline fırsat geçtiğinde bukalemun gibi her tarafa yatanları şöyle bir ayıtlarım.
Onları bu teşkilatların içinden uzaklaştırır, bir kenara bırakırım.
Elbette içlerinde pırlanta gibi memur arkadaşlar da var. Onlara elbette sözümüz olamaz. Zaten o pırlanta gibi isimler bu ayrıştırmadan sonra bir kenarda ayna gibi parlayacaklardır.
Bu şehirde gazetecilik yapan bir kişi olarak yıllardır da bürokrasiyi yakından takip eden birisi olarak ben size en az 10 dairede onlarca müdür ve amirin ne yaptıklarını, nasıl müdürlük yaptıklarını, nasıl bir ilişki içinde olduklarını, kimlerle nasıl irtibat içinde olarak kimlere yönelik nasıl bir yöneticilik yaptıklarını alt alta sıralayabilirim.
Hoş, benim bu bildiklerimi o kurumdaki her insan da biliyor. Lakin onlar konuşamıyor, susuyorlar…
Neden?
Korktukları için…
Sözün özü, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ve sonrasında Adanalı esnafı bu kadar sıkan, sıkıntı yaşatan devletin haşmetli memurlarına ‘ağır olun bakalım’ demek gerekiyor.
Yoksa fatura siyasi iktidar olan Ak Parti’ye çıkacak. Bizden hatırlatması…