Adana’ya dair, belediyenin bugüne kadar neler yaptığına dair görüşlerini, hizmetlerini açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın soran ve sorgulayan ifadeleri gündeme adeta bomba gibi düştü.
Şehrin belediye başkanı olarak bir tespitte bulunur ve geçmişte yaşananları gün yüzüne çıkarır iseniz sanırım gündemin ta kendisi olursunuz. Zeydan Beyde bugün bu konuma büründü.
Sayın Zeydan Karalar, Hüseyin Sözlü döneminde yapılan yanlışlıkları ASKİ adına olan bölümünü basın ve kamuoyu ile paylaşmıştı. Sıra Büyükşehir Belediyesi’ndeki yanlışlıklara geldi. İşte yine kızılca kıyamet kopacağa benziyor.
Zeydan Karalar’ın Uğur Dündar’ın programına katılarak orada söyledikleri aslında Hüseyin Sözlü döneminin yanlışlıkları, eksiklikleri, usulsüzlüklerine yönelikti. Hüseyin Sözlü suçlamalara yanıt vermek için Uğur Dündar’a mesaj gönderdi. Uğur Dündar’da bu mesajları okuyarak ikiliyi yani Karalar-Sözlü ikilisini yeni bir tartışma ortamına attı.
Dündar gazetecilik adına gerekeni yaptı. Karalar’ın canlı yayında olmasından kaynaklı olarak daha fazla kendini ifade etmesi de ön plana çıktı.
İşte bu açığı kapatmak isteyen Hüseyin Sözlü bugün yerel bir televizyonda kendi dönemini savunacak ve Karalar’ın bugüne kadar bir hizmet yapmadığını, kendi hizmetlerinin devamını getirdiğini ifade etmeye çalışacak. Çünkü her konuşmasında bunları dile getiriyor.
Sözlü’nün bu televizyon kanalındaki açıklamalarını dikkatle takip ederek bilgi sahibi olmak istiyorum. Hoş, bir basın toplantısı düzenleyerek tüm medyayı bilgilendirebilirdi…
Hüseyin Sözlü’nün Karalar’ın işçi çıkardığını dile getirip ‘Benim dönemimde bir tek bankamatikçi bulup çıkaramadılar’ ifadelerini kullanıyor. Sözlü döneminde bir tek bankamatikçi gerçekten yok muydu? Sözlü bu sözlere inanarak mı imza atıyor?
Kendi adıma Zeydan Karalar’ın avukatı değilim. Karalar’ın aslında Sözlü’ye eline listesini alarak yanıt vermesi gerekir. Ancak bu şehirde Sözlü dönemini ve ondan önceki dönemleri de gazetecilik yaparak yaşayan bir basın mensubu olarak ben Sözlü’nün bu sözünü doğru bulmuyorum. Ben bile biliyorum ki ‘Büyükşehir Belediyesi’nde onlarca bankamatikçi vardı’…
Zihni Aldırmaz döneminde de oldu, Aytaç Durak döneminde de oldu bu bankamatikçiler.
Sözlü döneminde Adana dışından yani il dışından hatırlı ve partili kişilerin referansı ile belediyede çalışan kişi konumunda olan insanların da varlığından haberdar olduk bu kentin gazetecisi olarak.
Bu nedenle konu bankamatikçi etrafında yoğunlaşır ise Zeydan Karalar’ın ‘AYNI AİLEDEN 8 KİŞİ BELEDİYEDE ÇALIŞIYOR’ ifadelerinin de altının doldurulması gerekiyor.
Elbette iki belediye başkanının arasındaki siyasi kavga bizi ilgilendirmez. Dün nasıl bu şehirdeki belediyelerde bankamatikçiler oldu ise bugünde olacak, yarın da olacak!
Önemli olan bu kente belediye başkanlarının neler yaptığı, hangi hizmetleri götürdüğüdür. Ben buna bakar, bunu bilirim. Halk sizi belediye başkanı olarak seçmiyor ise o vakit sorun sizin yönetim anlayışınızdadır. Halk sizi belediye başkanı olarak seçiyor ise o halka vermiş olduğunuz güven, inanç ve yaptığınız önceki hizmetlerin takdiridir.
Adana’da Zeydan Karalar ile Hüseyin Sözlü arasında kentin paralarının nasıl kullanılıp nasıl israf edildiğine ait kısım bizi ilgilendiriyor. Çünkü bu kentin yaşayanıyız. O paralarda bizim de hakkımız var…
Uğur Dündar’ın programında başlayan tartışmada asıl gönlümden geçen nedir biliyor musunuz? Basın yoluyla iki isim birbirine yanıt vermek yerine iki isimde bir programda karşı karşıya gelerek tüm belgelerle herkesin eteğindeki taşı dökmesindir.
Bunun da gerçekleşmesi pek mümkün değil Türkiye koşullarında. AK Parti iktidarı sonrasında bu gelenekte ortadan kalktı.
Hüseyin Sözlü ile Zeydan Karalar arasında ‘sen iyi yönetmedin, kötü yönettin’, ‘sen de bir şey yapmadın, azığında bir şey yokmuş’ şeklindeki atışmanın kısa sürmesinden yana olduğumuzu belirtelim.
Bu şehrin atışmaya, tartışmaya değil, hizmete ihtiyacı var. Vakit kaybetmeye değil, hizmetler ile vakti değerlendirmeye ihtiyacı var.
Olayları izleyerek okuyucularımıza aktarmak bizim görevimiz. Biz de onu yapalım…