Adana Ticaret Odası Başkanı Atilla Menevşe’nin meclis oturumunda yaptığı konuşmadan dün bir kesit sunup yerel basınla ilgili ATO’nun bakış açısına vurgu yapmıştım.
Bugün Sayın Atilla Menevşe’nin ‘SAMİMİ İTİRAF’ gibi sözlerinden bahsedip hata yaptığını kabul etmesinden bazı örnekler vereceğim.
ATO Meclis Başkanı İsmail Acı Beyi mecliste eleştiren meclis üyeleri var ATO’da… Eleştirinin hedefindeki Acı’yı taraflı davranmakla suçluyorlar meclis üyeleri…
İşin özüne bakacak olursanız burada bir hesap var. Yani suçlamanın altında yatan hesap aynen şundan ibaret. ‘Acı’nın yerine kendimize yakın birisini getirelim…’
Bu hesap tutar mı? Bence tutmaz. Çünkü İsmail Acı’nın beşeri ilişkileri oldukça iyi. Sanayi Odası, Ticaret Borsası ve onun eksenindeki meclis üyelerinin ATO üzerindeki hesapları da bir adet tutmayacak. Durum onu gösteriyor.
Biz asıl meselemize gelelim isterseniz. Menevşe’nin samimi itirafına.
İsmail Acı üzerinde meclis oturumlarını taraflı veya tarafsız olarak yönetip yönetmediğine dair konuşmalar geçer iken ATO Başkanı Atilla Menevşe bir konuşma yapıyor.
Menevşe konuşmasında ‘Herkes eteğindeki taşı dökerken tekrar tekrar aynı konular konuşuluyor. Biz seçilir iken birlik ve beraberlik içinde olmayı taahhüt ettik. Buraya hizmet için varız dedik. Ama olan olmuştur. Geride bir takım hatalardan kaynaklanan bir yanlışlıklar olmuştur. Bu yanlışlıklar içinde özür diledik ve dedik ki bundan sonra bunlar olmayacak. İşi kaşımadan artık götürmemiz gerekiyor. Hatalar olursa o hatalardan ders almayanlara da gereken dersi vereceğiz arkadaşlar. Yani ben şimdi sonuçları, ne sonuçlar çıkıt onları bir kere tekrarlayayım. Bende şahsıma hata yapmışımdır, bu hatadan ben de ders almışımdır, ilk evvel kabul ettiğimi ifade etmek istiyorum. Gayrimenkul hakkında karar verilirken, gayrimenkulün kararını bu meclis verecek. Bir kere onu kabul ediyoruz. Kabul etmemiz lazım. Bizim yönetim olarak böyle bir dayatmaya gereğimiz yok yani, ha bir öneride bulunuruz. Yönetim olarak direnmemek lazım. Burada yönetim kurulu hatalıdır, onu da kabul ediyoruz. Ayrıca bu yönetim kurulundaki bu problem yani benimle yönetim kurulu arasındaki problemde basına yansımaması lazımdı. Burada tabi bende hatalıyım. Bu noktaya gelmemesi lazımdı. Bir yönetim zafiyetinden kaynaklandı.’
Bu cümlelerin içinde önemli bir tespit var. Sayın Menevşe hatalarını kabul ediyor. Bir adet samimi itiraf aslında.
Asıl Menevşe’nin hatası nedir biliyor musunuz?
Bana göre iki hatası var.
Birincisi FETÖ’cülere zamanında çok fazla tolerans tanıyarak ATO’nun kapısını onlara açmak.
Diyelim ki herkes gibi o da yanıldı, aldandı…
İkinci hatası ATO Başkanlığı konusunda diretmesi.
Ortada bir mahkeme kararı var iken, bütün ATO üyelerinin de çok sesli olarak karşı durduğu bir yede siyasi iktidarı da seçim döneminde arkasına alarak başkanlık konusunda ısrar etmesiydi.
Elbette bu tespitler bana ait olan tespitler. ATO’nun üyelerinin desteğini alarak öyle ya da böyle başkan seçilmiş ise ona da saygı duymak lazım. Mahkeme kararına da saygı duymak lazım. O mahkeme kararının da uygulanması gerekir.
Sayın Atilla Menevşe’nin bundan sonra bu şekliyle ATO Başkanlığı yapması zor gözüküyor.
Kaldı ki Sayın Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın hiçbir şekilde Menevşe’yi yanında görmek istemediğini sağır sultan duydu, haberdar. Böyle bir ortamda yani istenilmeyen bir ortamda bu kadar diretme niçin?
Bu sorunun da yanıtını bulamadım gitti diyelim ve samimi itirafı içinde Sayın Menevşe’ye teşekkür edelim. ATO’ya üye bir gazete olarak bir şiir kitabına karşı nasıl kaynak sağlandığını öğrenince yerel basının da nasıl dışlandığını bir kez daha anladım. Bunu da kamuoyu ile dün paylaşmıştım.
ATO’da işler karışık…
Perşembe günkü meclis daha da karışacağa benziyor. Hayırlısı olsun diyelim ve noktayı koyalım.