Dün dost meclisinde sohbet ediyoruz. CHP’nin ilçe kongrelerinin başlaması nedeniyle hummalı bir şekilde delegelerin kimler olması gerektiğine karar veren delege ağaları, kendilerine yakın isimleri belirleyerek listeye girdirmenin gayretine düşmüşler.
Başka ilçelerde oturan insanları dahi telefonla arayarak delege yazdıracaklarını ifade edip böylesine bir hazırlık içine girmişler.
Elbette CHP’den delege yazdırmak isteyen delege ağaları kendilerine göre ‘maraba’ olan bu kişileri arayınca sert bir tepki ile karşılaşıyorlar. İlk duydukları söz ‘Daha önce konuştuk ama bir türlü Büyükşehir Belediyesi konusunda gelişme olmadı. Ne zaman iş başı yapacağız?’ diyerek soruyla karşılaşıyorlar.
Delege ağası kardeşimiz ‘Ocak ayına kadar yapacak bir şey yok. Ocak ayında gereğini yapacağız. Çünkü işçi alınmıyor’ diyerek olayın izahatını yapmaya çalışıyor.
Evet, sahi Ocak ayına ne kaldı ki!
Şunun şurasında iki buçuk ay var. Ocak ayı geldiğinde özellikle belediye başkanlarının, belediye bürokratlarının, hatırlı kişilerin, siyasi parti yöneticilerinin, meclis üyelerinin hısım ve akrabalarına ‘eline sağlık’ denilmesi bekleniliyor. Yani bu kişilerin akrabalarına ‘Güle güle’ denilecek ve yeniden bu kişilerin yerine CHP’li isimler yazılarak işe alınacak.
Beklenti bu…
Peki, bu gerçekleşir mi?
Biraz zor gözüküyor. Mecliste borçlanma yetkisine ait gündem maddesi oylanıp geçtikten sonra durum ne olur? Onu kestiremiyorum.
Kestirdiğim bir şey var. O da Ocak ayının CHP açısından çok çetin geçeceğidir. O kadar çok insana iş sözü verilmiş ki, bunların istihdam edilmeleri pek mümkün gözükmüyor. İlçelerdeki sıkıntı ise ayrı bir boyutta.
CHP’nin ilçe kongrelerindeki yarışta işçi alımları da ön plana çıkarılarak yapılanmaya gidilir ise o vakit siyaset yapanların eli ne kadar güçlenir? Söz verenlerin sözünü yerine getirememesi halinde neler olur? Bütün bunlar ortada duran birer soru işareti…
Adana Büyükşehir Belediyesi’nde işten çıkarılan insanların yılbaşına kadar yeniden işine dönemeyeceklerinin kesinleşmesinin ardından artık bütün gözler CHP teşkilatının ve Zeydan Karalar Beyin işçileri hangi şartlarda nasıl işe alarak yerleştireceğine çevrilecek.
Bu da resmen sıkıntı demek…
Herkesi mutlu etmek şansı olmadığına göre mutsuzluğa herkes hazır olsun diyorum.
Küçük bir hatırlatma…
Sayın Zeydan Karalar Bey, bugüne kadar bu elit insanların yakınlarına neden dokunmadı? Onları neden işten çıkarmadı? Bu sorunun yanıtını hep bana soruyorlar.
Ben ise şu yanıtı veriyorum.
‘Hesap kitap meselesi…’