Bir dönemin olay adamı Şevki Yılmaz Adana’ya geliyor. Sözleri ile Türkiye gündemine oturmuştu. 28 Şubat sürecini tetikledi. 7 yıl yurt dışında kaldı. Erbakan ile araları açıldı.
Eski Rize Milletvekilidir kendileri. 1995’li yıllarda her gün televizyon ekranlarına çıkan ve görüntüleri verilen isimdi.
O isim Adana’ya geliyor ve darbeler konusunda konferans verecek. Diyanet Sen’in konuğu olacak. “Darbeler ve dersler” konusunda da ciddi açıklamalarda bulunacak. Caminin konferans salonunda yapacak bu konuşmasını.
Sendika öyle bir allayıp pullayıp süslemiş ki Şevki Yılmaz’ın Adana’ya gelişini ‘milletimizin kalbinde taht kuran, dava adamı, gönül eri, hatipler sultanı, ilahiyatçı ve yazar’ diyerek başlayıp övmekle bitirememiş.
Bizim Abdurrahman Boztaş Hocanın etiketleri gibi…
Ben merak edip son dönem bazı konuşmalarını dinleyerek darbeler konusunda Yılmaz’ın ne düşündüğünü merak ettim ve inceledim.
Yılmaz, 28 Şubat’tan sonra milletin kenetlendiğini ifade ediyor. Kasetlerin ise darbeye zemin oluşturmak amacıyla kullanıldığını örneklendiriyor. Pişman olmadığını söyleyip hata yaptığını ve kucaklayıcı olmada eksiklik yaptığını belirtiyor.
28 Şubat sürecinin Refahyol Koalisyonunun kurulmasıyla başladığını söylüyor. “Çiller aklanmasaydı o hükümet kurulmayacaktı. Bize kazılan bu kuyuya düşmeyecektik” sözleri de hataya düştüklerinin ifadesi oluyor. Yılmaz, konuşma kasetleri sebebiyle partisine saldırılacağını önceden tahmin etmiş. Rize'den milletvekili adaylığı söz konusu olduğunda RP lideri Necmettin Erbakan'a, "Bizim konuşmalarla partiyi ve sizi vururlar hocam. Beni aday yapmayın" demiş. Erbakan ise "Şevki, bunlar kader-i ilahidir. Rize bizim için çok mühim. Seçimi kazan ertesi gün istifa et." şeklinde karşılık vermiş.
Ve o konuşmalar yüzünden ülkesinden 7 yıl ayrı kalmış. Üzüntüsünü de konuşmasında Yılmaz ‘Daha kuşatıcı olabilirdim. Konuşmasaydım vatan hasretinden ciğerlerim yanmazdı" diyor. Yaşananlardan sonra yalnızlığa itildiği hissine kapılmış. "Bazı şeyleri kalbime gömdüm. Hatıramı bile yazmayı düşünmüyorum" şeklinde konuşuyor.
Türkiye'ye geldiğinde dışlanmışlık duygusundan kurtulacağını ummuş. Yılmaz, şöyle devam ediyor: "Erbakan hocamı ziyaret ettim elbette. Bekledim, bir süvari olarak yeniden bu yangını söndürmeye yürü demesini bekledim. Ama 'Annenin sevabı var. Ona bekçilik yap' karşılığını aldım"
Şuan bir gazetede yazarlık yapıyor. Ciddi anlamda da Hükümete destek veriyor.
Belki konferansına gideniniz olur, gidemeyeniniz olur diye önceden bir bilgi notu aktardım.
Kendi adıma ben Şevki Yılmaz o paraleldeki insanların konferanslarına dinlemeye gitmeyen birisiyim. Çünkü bu ülkenin kaderinde eğer katkınız var ise o vebali veya sorumluluğu vicdani rahatlama ile bir şekilde telafi edemezsiniz. Ancak kendi vicdanınızı rahatlatırsınız. Başkalarının değil…
Adana’daki konferansının yine de hayırlara vesile olmasını diliyorum.