Oy ne kutsal ise oyu veren insanın da oy verdiği kişiyle ilgili beklentilerinin olması da o kadar doğaldır.
Seçmene seçilenin yüzünün dönük olması gerekir. Sırtının dönük olması demek de bir daha o makamı görememek anlamına gelir.
Ne yazık ki siyasette bütün bunlar yaşanıyor. Yani seçmene yüzü dönük siyasetçi de var, sırtı dönük siyasetçi de… ‘Ben kendi rızamla seçilmedim, beni buraya aday yaptılar’ dercesine sırtını dönenlerin de bir sonraki seçimlerde ‘siyasi mevta’ olduklarına çoğu kez şahitlik yapmışızdır.
Özellikle küçük merkezlerdeki siyasetçilerin bu konuya çok dikkat etmeleri gerekiyor.
Çünkü sokağa çıktıklarında direk olarak yurttaş ile yani kendisini seçen insanlar karşı karşıya geliyor bu küçük kasaba siyasetçileri.
Onlara yönelik davranışlarındaki güzellik de kendilerine sonraki siyaset günlerinde referans oluyor. Siyaseten yerel yönetimlerde görev alan belediye başkanlarının, meclis üyelerinin diğer siyasetçilere göre iki kere daha fazla dikkatli olması gerekiyor.
Adı üzerinde yerel siyasetçi… Siyaset en nihayetinde insanla yapılıyor. İnsana dokunacaksın, yanında olduğunu hissettireceksin.
Sorunlarını çözeceksin, çözmeye gayret edeceksin. Sorun yaratan değil, çözüm üreten olacaksın.
Genel merkez politikasını yerelde insanlar yutmaz, yutmak zorunda da değildir. Seçmen, bölgesine, sokağına hizmet ister. Mahallesinin sorunu çözülsün ister.
Makamına gittiği zaman yerel politikacıyı yerinde görmek, ona derdini anlatmak, sorununa çözüm bulmasını istemek arzusu taşır.
Makamına öğleden sonra değil, sabahın erken saatinde oturarak ilçesine hizmet eden kişiyi arzular seçmen. Durum böyle olunca da bir bakar, iki bakar olmuyor.
Sonrasında gidip gelmeyi, selam vermemeyi yeğler… Sonra…
Sandık günü de ‘ne hali varsa görsün’ diyerek eli gider başka bir yere…
Mühür başka yere basılır. Bizim siyasetçi de sandıkta gömülür gider. Bütün bunlar çok yaşandı.
Ve yaşanmaya da devam ediyor. Özellikle küçük ilçelerde politika yapanları buradan bir kez daha uyarmış olalım. Seçimlere bir yıl gibi bir zaman kaldı. Makamınızın hakkını verin lütfen…