Memlekette bütün olumsuzlukların nedeni insan olarak karşımıza çıkıyor. İyilik ve kötülük iki ayrı kavram olarak karşımızda durduğunda bu iki kavramın altını da dolduran yine insan oluyor.
Sorun insanda! Bir adet…
İnsan olarak eğer iyilikten, güzellikten ve sorun çözmeden yana tavır koyuyor isek tüm sorunlar acilen hem de çözülüyor. Siz de rahat ediyorsunuz, teşekkür ederek karşınızdaki insandan duyduğunuz mutluluğu dile getiriyorsunuz.
Aksi halde olabilecekleri tahmin edebiliyorsunuz.
Duyarsız iseniz bir konuya karşı, tepkiniz ve yaklaşımınız da olumsuz oluyor. Yoksa sistemin, kuralların hiçbir bir konuda sıkıntısı yok insanoğlu için. Kurallara uymayan, kuralları da kendi ihmalleri ile ön plana çıkaranlar yüzünden düzen bozulup ortaya kötü sonuçlar çıkıyor.
Dün bir hastaneye gittim. Başımdan geçen bir olayı sizlere aktarıp burada sorunun insan olduğunu da bu anlamda örneklendirmek istiyorum.
Hastayı Cuma günü doktor taburcu ederek evine gönderdi.
Ne güzel…
Pazartesi günü ise iş göremezlik raporu verilecek. Çünkü hasta ameliyattan çıktı. İşbaşı yapması mümkün değil.
Rapor almak için hastaneye gidiyorsunuz. Tam 2 saat 20 dakika boyunca rapora ulaşamıyorsunuz.
O yok, bu yok…
En sonunda doktora ulaşıp hasta muayenelerinin bitmesini bekliyorsunuz. Bu kez doktorun güvenlik amaçlı şifreleri kayıp…
Sistem hata veriyor çünkü güvenlik şifreleri değişmiş.
Çağ atlayan Türkiye’nin sağlık sisteminden kısa bir kesit.
Şimdi yetkililere konuyu iletseniz deseniz ki ‘bir rapor kâğıdını döküp hastaya vermek 2,5 saat sürer mi?’ deseniz kırk dereden kırk su getirirler…
Bilgi işlem merkezi, orası, burası derken en nihayetinde şifrelere ulaşıp doktorumuzun onayı alınıp raporu elimize alabiliyoruz.
Sağlık Bakanlığı’nın aslında basit gözüken ancak insanları mağdur eden bu yaklaşımlara karşı tepkisinin olması gerekir. İdare eden nitelikte değil de, sorunu çözüp gerekir ise bir daha yaşanmaması adına buna bir çözüm yolu bulunması gerekiyor.
Çözerler mi?
Hiç ama hiç sanmıyorum.
Hastanelerdeki uygulamalardan önceleri mutlu olan hasta ve hasta yakınları, şimdileri yeni yöntemler yüzünden rahatsızlık duyuyorlar. Bunun da bir kenara not edilmesi lazım.
Dedim ya, ‘Sorun insanda’ diye…
Doktor da nihayetinde insan.
Hastanelerde güvenlik görevlileri var. Bu güvenlik görevlilerinin kulaklarında bir sorun olmalı ki kullandıkları telsizi sonuna kadar açarak dinleme yapıyorlar.
Etrafınızdaki hastaların rahatsız olması hiç önemli değil!
Yaptıkları da telsizde geyik muhabbeti…
‘Sen yemeğe çıkıyor musun?’ , ‘Ben yemeğe çıkacağım…’
Yazımın başında ifade ettiğim gibi insanların biraz daha görev ve sorumluluklarının idrakine vararak hareket etmeleri, hasta ve hasta yakınlarını velinimetleri olarak görmeleri, onların en zor anlarının hastaneye geldikleri an olduklarını kabul etmeleri gerekiyor.
Bir hastaya hasta yatışı konusunda ne yapacağını izah etmeyen görevli yüzünden alınmayan ve eksik olan bir belge yüzünden hamile bir kadını yanındaki refakatçi ile birlikte (doktorun görmesi gerektiği için) 5 kat aşağıya indirip onun hasta yatış belgesini almasını istemek nasıl bir duygu?
Bunu birilerinin izah etmesi gerekiyor.
Dedim ya, sorun insanda.
Yol gösteren, ne yapacağını söyleyen kimse olmayınca hasta ve hasta yakını da ancak bu kadar yarım yamalak iş yaparak kendi işini kendisi çözmeye çalışıyor.
İnşallah düzelir…
Benim hiç ümidim yok ya…
Sağlık Bakanlığı’nın öncelikle hasta memnuniyetini ön plana çıkaran uygulamalara imza atması dileğiyle.