Adana Büyükşehir Belediyesi’nde garip olaylar oluyor. Bu garip olayların başında da Hüseyin Sözlü döneminden kalma bürokratlar ayaklarını sürüyor, gitmemek adına kırk takla atıyorlar.
Hüseyin Sözlü döneminden kalan bürokratlar hala görevlerini yapmamakta direniyorlar.
Sayın Zeydan Karalar Beyin hala genel sekreter dâhil genel sekreter yardımcıları ve daire başkanlarından bir türlü kurtulamadıklarını görüyorum. Hoş, onlar da Karalar’a atmadık taklaları kalmadı. Sözlü’yü de anında sattılar…
Etme bulma dünyası…
Hüseyin Sözlü’nün de bunlara söyleyecek sözünün olduğunu düşünenlerdenim.
Adana Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter Şaban Beyi görevden bir şekilde almak bu kadar zor mu? Sinan Gül olayı ise ayrı bir vaka…
Mevzuat hazretleri diyecekler şimdi bana ama ben buna inanmıyorum. İstedikten sonra ne kadar Sözlü döneminden kalma isim var ise aktif görevlerinden alınarak pasif görevlere verilebilir.
Sözlü sonrasında Zeydan Karalar’a yama olmaya çalışanların Karalar’a faydalı olması mümkün değil. Bunu Sayın Karalar’da görüyor ve biliyor.
Bu kadar ağır aksak bürokrasinin değişmemesi de Karalar’ın aleyhine oluyor. Zaman aleyhine işliyor. Siyaseten de, ahlaken de doğru olmayan görüntüler çıkıyor.
Sanki Sözlü döneminin prensleri bir yerde toplanıp karar almışlar. ‘Biz istifa etmeyelim. Önce bir biat edelim. Baktınız olmadı, sonra onlar bizi görevden alsınlar’ demişler gibi…
Zeydan Karalar’ın da bütün olup bitenleri yakından izleyerek bildiğini düşünüyorum. Siyaseten de olsa bu kadar uzan zaman beklemesinin de meyvelerini kendisinin alacağını düşünenlerdenim.
Bizim görevimiz uyarmaktır…
Sayın Karalar’ın görevi ise üzerine düşeni yapmaktır…
Adana’nın da bu bürokratlardan kurtulması gerekir. Biz bunu bilir, bunu söyleriz.