Adana Büyükşehir Belediyesi’nin Eylül ayı oturumları önemli kararların alınmasına, ciddi konuların konuşularak kamuoyu önünde uzun süre tartışılacak olan konu başlıklarının gündeme geleceği bir meclis olacak.
Renkli geçeceğe benzeyen mecliste öncelik kayyum meselesi, Hüseyin Sözlü döneminin bıraktığı olumsuzluklar, Zeydan Karalar’ın 4 aylık başkanlık dönemindeki icraatları, işçi çıkışları, müfettiş olayı, Karataş İçme Suyu Projesi’nin son temel atma töreni ile ilgili yaşanan olumsuzluklar, dershanelerin kapatılması, sahte öğretmen konuları konuşulacak.
Bütün bunların yanında Adana’nın neden yıllarca yerinde saydığının da yanıtı ortaya çıkacak aslında.
Belediye başkanlarının tamamını yan yana dizin. Hepsinin ‘başkanlık yapma’ tekniklerini ve taktiklerini irdeleyin. O şehrin kalkınıp kalkınmadığını oradaki tabloda görürsünüz. Çünkü ilçenin yönetimini sevk ve idare eden belediye başkanının tavrı, uygulamaları o ilçenin geleceğini şekillendiriyor.
Önceki gün Sarıçam Belediyesi’ne bazı isimlerin transfer edildiklerini duydum. Bu isimler Hüseyin Sözlü döneminin Büyükşehir Belediyesi’nden Sarıçam’a geçen isimler.
Bilal Uludağ’ın bu konuda çok doğru karar vermediğini düşünenlerdenim. Mevcut yapıyı değiştirip yeniden orada bir düzen kurmaya çalışmak, seninle kader birliği yapan isimlerle bir noktada ayrışmak doğru olmamış.
Elbette bu konuda kararı verecek olan belediye başkanı. Nitekim kararı vermiş ve emek veren insanların yerine yolda bulduğu arkadaşları ile yola devam etme ihtiyacı duymuş. Sonradan ekibine takviye ettiği bütün isimler ‘devlet memuru olarak maaşlarını almaya devam edecekleri kendilerine rahat bir yer bulma’ telaşı ile Bilal Beyin etrafındalar.
Sanırım bunu bir şekilde görecektir.
Yine Yüreğir Belediyesi ile ilgili bir tespitim daha var. Belediye içinde Fatih Kocaispir’in başkanlık yetkisini başkan yardımcıları arasında paylaştırır iken kantarın topuzunu kaçırdığını ben değil Yüreğirli konuşmaya başladı.
Bu aslında büyük bir tehlike…
Yani şunu demek istiyorum. ‘Belediye başkanı sanki Fatih Bey değil de felanca adam…’ Bu konuşuluyor ise orada bir sorun var demektir. Veya sorun oluşmaya başlıyor demektir. Ben kendi adıma söyleyebilirim. Fatih Kocaispir’in her açıdan belediye başkanlığı görevine layık olduğunu düşünüyorum. Gerçekten hak eden bir başkanlık yapıyor.
Kaldı ki Yüreğir’de oy kullanan bir seçmen olarak da Fatih Kocaispir’e destek vermekten de mutluluk duyan bir kişiyim. Bu anlamda da Fatih Kocaispir’in gerek işe aldığı kişiler, gerek yetki verdiği kişiler, hatta görevden almayarak devam ettirdiği kişiler ile başkan yardımcılarının yetkileri konusundaki sıkıntının halk tarafından konuşuluyor olması da bir şeşin tehlike sinyali olsa gerekir.
Belediye meclislerinden söz açıldı ve konu döndü dolaştı belediyelere, başkanlara geldi. Yani demem odur ki ilçelerin kaderini belirleyen gelişmelere imza atan belediye başkanları bu kentin kaderini çiziyorlar. Bunun farkında olarak hareket etmek durumundalar.
Yasak savma açışından bir belediye başkanlığı yapmaya kalkar iseniz rahatınızı hiç bozmazsınız. Basın mensuplarının da sizin için yazacakları bir şey kalmaz…
Eylül ayında okullar açılacak, yeni sezon başlayacak. Herkes tatilden dönerek işine gücüne sahip çıkacak. Yani şehirde bir canlılık başlayacak.
Bu arada Altın Koza Festival’de yine Eylül ayı içinde yapılacak. Bu festivalin alt yapısını oluşturan ve festivali şekillendirenlerin önceki yıllardaki festivaller ile aralarındaki farkı da mukayese etme imkânımız olacak.
Eylül ayının meclisinde yine konuşulacağını düşündüğüm bir başka konu da dolmuş zamları olacak. Artan maliyetler karşısında dolmuşçu esnafının zam konusundaki isyanının meclis salonuna taşınacağını düşünenlerdenim.
Sözün özü, Adana’nın kaderini çizenler Eylül ayında önemli konularda hesaplaşma içinde olacaklar.
Bereketli olsun diyelim ve bize de izlemek düşür diyerek tüm okuyucularımızın merakını gidermek adına da son bir hatırlatmada bulunalım.
‘Yurttaş olarak bize de sabır etmek düşüyor…’
Ya sabır…