Yıllardır hep merak etmişimdir. Danışma meclislerinde kimler neyi kime danışır diye!
Aslında danışma meclisleri bir anlamda siyasi partilerin bir araya gelerek parti adına ‘yarın neler yapabiliriz? Bugün için neler yaptık?’ sorularının masaya yatırıldığı ve partisel anlamda konuşmaların yapıldığı, notların alındığı birer toplantıdan ileri gitmiyor.
Dün de böyle oldu, bugün de öyle… Yarın da yine öyle olacak.
Oysaki bu danışma meclisleri o kentin kalbinin attığı toplantılar olmalıdır. İktidar partisinin yaptığı danışma meclisleri daha da önemlidir. Danışma meclislerinin içeriğinden daha çok, o kentin geleceğine ait alınacak kararlar önemlidir.
Adana esnafının durumundan bu danışma meclislerinin haberi var mı? Önce bu soruyu soralım ve bu sorunun yanıtını arayalım.
Adana esnafı zor durumda. Siftah etmeden kepenklerini açıp kapatan esnaflar var. Vergisini ödeyemeyen, sigortasını yatıramayan, günlük çay ve kahve parasını zor çıkaran esnaflarımızın çoğunlukta olduğu bu kentte, danışma meclislerinin önceliğinin kentin esnafının durumunu masaya yatırarak alınması gereken önlemler konusunda bir dosya hazırlamaları ve bu dosyayı da ilgili mercilere iletmeleri gerekmez mi?
Esnafın durumu gerçekten çok kötü…
Artan maliyetler karşısında esnaf inim inim inliyor. Şimdi bana ‘bu da nereden çıktı?’ diye sorabilirler. Siyasilerimizden ricamız esnafın durumunu bir incelesinler. Bu kentteki esnafın durumunun iyileştirilmesi adına bir şeylerin yapılması gerekiyor.
Esnafa sürekli olarak ‘ver’ diyorlar. Ver de ne verirsen ver…
Maliye ‘vergi’ ver diyor. Sigorta ‘prim borcunu yatır’ diyor. Odalar ‘aidatınızı’ verin diyor.
Alacaklı ise ‘dolar arttı, euro arttı. Dün aldığın malı bugün bu fiyata sana veremeyiz. Artışla ancak verebiliriz’ diyorlar.
Esnafın girdisinde artış yok, çıkan bakiyesinde artış var.
Bu kentin iktidar partisi başta olmak üzere tüm siyasilerin ekonomik sıkıntıları giderme adına bir dizi çalışmalar yapmasını bekliyoruz elbette bu kent adına, bu kentli adına.
Son dönemlerdeki danışma meclislerinin içeriği sanırım ‘referanduma’ endeksli hale getirilmiş. Siyasilerin bütün gözleri ‘nerede, nasıl oyumuzu evet ya da hayır olarak artırabilirizin’ hesabını yapıyorlar.
Gönül istiyor ki, bu kentin sorunları çözülsün. Ben bugüne kadar daha yapılan danışma meclislerinden çıkan sonuçlara göre esnafa yönelik bir çalışmanın yapıldığına ne tanık oldum, ne de duydum, gördüm.
Esnafın durumu kötü de, diğer insanların durumu iyi mi?
Çiftçinin hali daha da perişan. Memur ise ‘verilenle yetinmek’ zorunda.
Halimiz çok iyi değil…
Bunu görmek gerekiyor. Bu nedenle tüm siyasi partilerimize bir çağrımız olsun. Danışma meclislerinde neyi kime danışırsınız bilmem ama yurttaşı yok saymayın, görmemezlikten gelmeyin.
Hayırlı danışma meclisleri olsun!