Her karanlık akşamın aydınlık bir sabahı vardır. Gün doğar. Hayat yeniden başlar. Tabiat ana da kucağını tüm insanlığa açar.
Yaşamın olağan akışı içerisinde insanlar da aydınlığa çıkmanın mutluluğu ile aş ve ekmek temini için yollara koyulur.
Koyulur koyulmasına da bir türlü ‘aslanın midesine kadar inen’ ekmeği bulup temin etmek kolay olmaz.
Zor günlerden geçiyoruz sizin anlayacağınız. Doların 4,5 liraya kadar yükseldiği, yaşam kalitesinin düşmeye başladığı, işsizliğin tavan yaptığı günlerden geçiyoruz.
İyi giden bir şeyler maalesef kötü gitmeye başladı. Sanki bir yerden bir sihirli el değip bütün olumlu giden düzeni değiştirmek istiyor.
Ve başarılı da olmaya başladılar sanki.
Temenni ederiz ya hep. Güneş yeniden doğacak, her şey yeniden güzel olacak diye.
Biraz da öyle oldu sanki..
Bir aydan az bir süre kaldı sandıkların önümüze gelmesine. Sandık kurulup insanlara ‘gel tercihini yap’ denilecek. İnsanlar da tercihlerini yapar iken eski ile yeniyi, dün ile bugünü kıyaslayarak oy kullanacaklar.
Neyin eksik neyin fazla olduğunu bilerek, sandığa oylar bu şekilde gidecek.
Kurulacak olan sandıkta ‘Partili Cumhurbaşkanı’ ile ‘Parlamento seçimlerini’ gerçekleştireceğiz. Yani iki ayrı oy kullanacağız.
Tercihler yapılır iken güneşin yeniden doğmasına mı dikkat edeceğiz? Yoksa var olan gecesi ile gündüzü ile yetinip halimize mi şükredeceğiz?
İşte bu iki sorunun arasında gidip geleceğiz.
Adana’ya ait isteklerimiz var mı? Siyasetçiden bu anlamda ne bekliyoruz. Liderlerin tercih ederek önümüze koydukları isimlerle mi yola devam diyeceğiz?
Bütün bu soruların yanıtları elbette çok önemli olacak bizim açımızdan.
Bugün yapacağımız tercihler yarın yani 9 ay sonra yapılacak olan yerel seçimlerin de yol haritasını teşkil edecek. Yani yerel seçimlerin şekillenmesine vesile olacak. Bu nedenledir ki dikkat etmemiz gereken bir süreçten geçiyoruz.
Nereden nereye geldik? Sorusunu da kendimize sormayı ihmal etmeyelim.
Hakkı da hak sahiplerine teslim ederek…
Vatandaş için kutsal olan oyunun kullanmasında güneşin ne zaman nereden doğacağını sorup sorgulayan tavırları da elbette önem arz edecek.
Türkiye’yi daha güzel günlere taşıyacağına inandığınız kim ise sizi temsil eden, o kişinin veya kişilerin arkasında durun lütfen.
Çünkü sen yurttaşsın.
Sen doğru kararı veren mekanizmasın.
Sen, kendini yönetecek insanları en iyi bilip, bulup çıkaran ve en doğru mesajı veren temel etkensin.
Gücünün, kuvvetinin idrakini vararak oyunu kullan.
Oy kutsaldır, o kutsal oyun sonucu da Türkiye’nin kaderini tayin edecektir.