Dikkatle takip ediyorum, Adana’nın gündeminde iki önemli konu var.
31 Mart yerel seçimleri sonrasında oluştu bu gündem de… Birincisi Büyükşehir Belediyesi’nden kaç kişi işten çıkarılacak?
İkincisi de sivrisinek konusu…
Büyükşehir Belediyesi hariç diğer belediyelerde her şey güllük gülistanlık gibi sanki…
Orada hiç bankamatikçi yok!
Belediye başkanlarının giderayak işe aldıkları, kadro verdikleri ekipleri yok!
Nedense Büyükşehir ile yatıp Büyükşehir ile kalkıyoruz. Aslında bu konuda Hüseyin Sözlü dönemi sonrasında yönetim anlayışını ‘mağduriyet edebiyatı’ üzerine kurmaya çalışan Zeydan Karalar’da biraz kabahatli diyorum.
Kabahati şu ki, bu işi çok uzattı. Kaç kişi çıkaracak ise tespit edip bunu böyle lastik gibi sündürmeden gerçekleştirecekti.
Kabahati bu olsa gerekir.
Sinek konusunda da ‘sorumlu’ aramak yerine koltuğa oturur oturmaz Zeydan Karalar sinekle mücadele konusuna ‘devam’ demiş olsaydı bugün bunları konuşuyor olmazdık.
Benim en fazla garibime giden konu, ilçe belediyelerinde hiçbir şey yokmuş gibi davranılıp belediye başkanlarının kendi ekiplerini kurar iken zorlanmalarıdır.
Kendi partilisi olsun veya başka partili olsun kendisinden önceki belediye başkanı hiç fark etmiyor. Kadro kurmakta zorlanıyorlar çiçeği burnundaki belediye başkanları…
Adana küçük şehir…
Herkes birbirini tanıyor…
Hal böyle olunca da yerel yönetimlerde ciddi sıkıntılar var. Bu sıkıntılara bir de maddi imkânsızlıklar eklenince, borçlar eklenince altından kalkılmaz durum ortaya çıkıyor.
Biraz da aslında bu konuyu belediye başkanları fazla abartarak kolaycılığı seçiyorlar. Öldük, bittik edebiyatından vazgeçerek önlerine bakmaları gerekiyor.
Çünkü arkaları çok karanlık…