Nezaket sadece bir komşu ismi değil
Tıpkı vefanın, sadece bir semt adı olmadığı gibi.
Baktım da , Türk Dil Kurumunda “teşekkür, özür, lütfen” kelimeleri hala yer alıyor.
Bu kelimeleri biz herhangi bir kuyunun içine mi attık?
Evet evet attık. Hatta üstüne de beton döktük.
Çünkü kullanılmamasının başka bir açıklaması olamaz.
“Zahmet olmazsa, müsaitsen” gibi kelimeleri de galiba bir banka kasasına kilitledik.
Sonuçta yine anahtarı bizde değil mi?
Hem de istediğimiz zaman açabileceğimiz anahtarımız varken…
İstiyor muyuz?
Hayır
Neden?
Belki de nezaketli bir üslubu zayıflık olarak nitelendirme çalışmaları hızla devam ettiğinden.
Ha bir de “Buyrun, Rica etsem “ i de depodan çıkarsak nasıl olur acaba?
Sanırım tozunu almak gerekecek. Üzeri örümcek ağları ile kaplı güzelim sözcükler çürümeden hem de.
“Kusura bakma, afedersin, eline sağlık” da sanırım kol kola verip başka bir dünyanın yolunu tuttular.
“Memnun olurum” u uzun yıllardır da duymuyorum. Bir uçurumdan kendini attıysa eğer haberlerde duyardık sanırım.
Bu kelimeleri kullanırken, kimse sizi kulaklarınızdan çekmiyor. Ya da kolunuz tersine dönüp de suratınıza bir tokat atmıyor
Gerçekten söylüyorum. Ben bugüne kadar kullandım. Gayet iyiyim ve sağlıklıyım.
Aaaa çok afedersiniz unuttum. Bu kelimeleri kullanmak için para da ödemiyorsunuz. Bedava yani, hani böyle bir endişeniz varsa diye de belirtmek istedim.