Bütün Türkiye İstanbul seçimlerine katılacak olan Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasında nasıl geçeceğini merak ettiği ‘açık oturuma’ kilitlenmişti.
Oturumda kim kime karşı üstünlük kuracak? Sorusuna yanıt aradılar Türk halkı. Doğrusunu söylemek gerekir ise bende merakla televizyonunun karşısına geçtim.
Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki bu açık oturumda sorulan soruları, alınan yanıtları, kimin hangi konuda ısrarcı olup olmadığını ve bir yurttaş olarak bu oturumdan sonra kararların nasıl değişeceğine ait kanaat edinmek istedim.
Kanaatim de oluştu, açık oturumun galibinin kim olduğuna karar vermem de…
Aslında ‘açık ara fark atarak galip gelen’ birisi yoktu ortada. Her iki isimde orta alanda top çeviren takım gibiydiler. Kaleye giderek gol atmak gibi dertleri yoktu.
Binali Bey, tecrübesi ve olaylara olan yaklaşımı ile biraz daha ağır basan taraf oldu. Ekrem İmamoğlu ile halkın kafasında pekişmesini istediği söylemler üzerinde ‘ısrarla’ vurgu yapmak istedi. Topu çevirip durdu kendi ekseni etrafında.
Binali Yıldırım’ın eline tutuşturulan grafik ağırlıklı bilgilerde İstanbul yerine İzmir bilgilerinin yer alması da gecenin bombası olsa gerekir.
Ak Parti’nin Başbakanlık, Bakanlık, Meclis Başkanlığı yapmış bir isminin İzmir’in ardından İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday edilen ismi olan Binali Yıldırım’ın ağır başlı ve sakin tavrı puan topladı.
Ekrem İmamoğlu’nun ise konuya hâkim olması ve tüm bilgileriyle dinamik yapısı ekranda prim yapan özelliği oldu.
Sözünün kesilmesine gülerek, tebessüm ederek yaklaşan Ekrem İmamoğlu’nun anketlerde 3 veya 4 puan önde olduğuna dair genel bir kanaat var toplumda. Anketler ne kadar sağlıklı diye bana sorsanız ben hiç sağlıklı olmadığını peşinen söylerim. Ama yine de anketlerden siyasiler vazgeçmiyor.
Dün akşam yapılan oturumdan sonra anket sonuçları değişir mi? Halkın kanaatinde bir değişiklik olur mu?
Bana göre olmaz. Çok da etki edecek kadar bir oturum olmadı…
Dağ fare doğurdu mu?
Bu sorunun da yanıtı ‘doğurmadı ama kimseye de bir artısı olmadı’ diyerek yanıt vermek benim açımdan verilebilecek en doğru yanıt olur.
AK Parti’nin özellikle seçimler öncesinde söylemlerinin değişmesinin de bir kenara not edilmesi gerekiyor. Bu Pazar günü yapılacak olan seçimlerin kaderini daha önce sandığa gitmeyen insanlar belirleyecek diyorum. En azından böyle düşünüyorum kendi adıma.
Belediye başkanlığı seçimlerinden daha çok ülke ekonomisinin düzlüğe çıkması adına İstanbul seçimlerinin biran önce yapılmasının gerekliliğine inanıyorum. Artık insanların bu kadar ekonomik zorluklar altında ezilmesinin de acilen önüne geçilmesi gerekiyor.
Hayat adeta 23 Haziran tarihine kilitlendi.