Bayram nedeniyle yakın akrabalarımla bir araya gelmek için il dışına çıktım. Her yerde geçim sıkıntısı halkın birinci önceliği noktasına gelmiş. Ev sohbet ortamlarında dahi ürünlerin pahalılığı, mutfaktaki yangın konuşuluyor.
En fazla rahatsızlık duyan kesim emekli kesimi. Aldıkları emekli maaşının pul olduğunu söyleyen emekliler, asgari ücretin dahi altında maaş almalarına adeta isyan ediyorlar.
Kurban kesemeyen emekli, torunlarına para verememenin üzüntüsünü yaşıyor. Emekli olup aldığı maaştan memnun olanı görmedim. Herkesin tepkisi artan enflasyon ve alım gücünün düşmesi yönünde.
Türkiye genelinde 13 milyon emeklinin varlığından söz ediliyor. Seçimleri kazanan ve birinci olan partinin Türkiye genelinde aldığı oya yakın emekli sayısı var ülkemizde. Demek ki birlik olsalar, bir parti kursalar emekliler iktidara gelecek!
Nedense böyle bir tepkiyi ortaya koyamadıkları gibi sandığa gittiklerinde de bölünüyorlar. Tepkilerini dile getiren emekli, sandıkta bir siyasi partiye yönelerek bütün tepkilerini oy kullanırken unutuyor. Sonrasında da oturup yine dertlenmeye başlıyor.
Memlekette herkes parası kadar konuşuyor! Parası olmayanda bir adet dertleniyor. Bol bol konuşuyor!
Eşinden dolayı emekli maaşı alanların hali ise hiç ama hiç iyi değil. “Kuru ekmek, soğan yiyerek idare ediyoruz” diyenlerin de sayısı azaldı. Çünkü memlekette ekmeğin fiyatı 4 lira…
Emekli tatil yapamıyor. Bir yere gidip hısım ve akrabasını görmek istese yol parası bulamıyor. Çünkü yol ücretleri o kadar arttı ki adım atmak zor duruma geldi bu ülkede. Torunlarına hediye alamıyorlar. Harçlık veremiyorlar. Vermiş olsalar da içlerine sinmiyor verdikleri para…
Eski bayramların da tadı kalmadı. Bayramda ikram edeceğiniz ne varsa fiyatların artması nedeniyle yanına yaklaşılamaz duruma gelmiş. Bu ülkede herkesin sıkıntısı var. Sıkıntısı olmayan bir avuç mutlu azınlık…
Parası ile para kazananlar yani. Evladına iş bulamayan emekli, evin içinde işi olmayan evladına da bakmak zorunda kalınca varın görün siz o emeklinin halini…
Yakın akrabalarımla bayram tatilini kısa tutarak onlara da yük olmamak adına evime geri dönerken araç sürücüsünün de ‘Mazot fiyatları aldı başını gitti. Boş gidip boş geliyoruz. Para kazanamıyoruz. Devlete çalışıyoruz’ ifadelerini duyunca söyleyecek söz bulamadım kendimde.
Şehir içi dolmuş ücreti 10 lira olmuş. Hiçbir şey yemeden içmeden çarşıya çıkıp evinize geri dönmüş olsanız 20 lira ödeyeceksiniz. Bir su içmiş olsanız 3 lira olmuş yarım litre suyun fiyatı. Bir simit yeseniz 4 lira. Matematik ortada. Bu işin sonu nereye varacak?
Kanımca iyi olmayacak!
Allah emeklilerimize yardımcı olsun. Hükümetin yardımcı olduğu yok!