Bugüne kadar hiç duymamıştım ‘enflasyonda köpük’ meselesini. Köpük nasıl oluştu? Kimler sebep oldu? Bunu bilirsek eğer daha kısa zamanda köpüğü de atarız diye düşünüyorum.
Ülkede stokçuluk almış başını gidiyor. Kimse bir ürünü kaç liraya satıyorsun? Diyerek denetim yapıp fiyatların düşmesini istemez gibi!
Neden böyle davranırlar onu da anlamış değilim.
Kimse memlekette önünü göremez durumda. Yarına dair ne olacağını, parasının değerini, yatırım yaptığı mal ve hizmetlerin akıbetini bilemez duruma geldi. Karma karışık duygular yaşıyoruz.
Ülkenin genel durumu: “1 yıldan uzun süredir ticari kredi verilmiyor, yatırım kredisi zaten yok. Ticari kredi faiz oranları yüzde 30'un üzerine çıkmış. Böyle bir ortamda kim yatırım yapacak, kim üretim yapacak? Bunu bize söylemeleri gerekir. 'Türkiye ekonomi modeli' diye ortaya koyulan modelin altında bir şey yok diye iddia ediliyor. Bunun temeli üretim ve yatırımsa üretim ve yatırım yapılacak ortamın oluşturulması lazım."
Bir tek ihracat rakamları açıklanıyor ve tarihi rekorlar kırıldığı söyleniyor. İhracatın artmasının bize ne faydası var? Cebimizdeki para artıyor mu?
Ben bu soruları kendime soruyorum ve aldığım yanıt beni olumsuzluğa itiyor. Televizyon açıp haberleri dinlemek, ekonominin durumunu izlemek artık bizleri umutsuzluğa sürüklüyor.
Ve izlediklerimizden, dinlediklerimizden bize verilmeye çalışılan temel düşünce, fikir ise aynen şöyle:
"Enflasyonu nasıl düşüreceklerine ilişkin hiçbir şey yok. 'Kurdaki, enflasyondaki köpüğü aldık.' diyorlar. İlk kez duyduğum bir kavram, 'enflasyondaki köpük' meselesinin ne olduğunu bize izah etmek durumundalar. Toplumu ikna etmediğinizde ve enflasyon beklentilerini düzeltmediğiniz zaman enflasyonla mücadele edemezsiniz. Enflasyonla mücadelenin birinci şartı enflasyon beklentileridir. Enflasyonunuz yüksek olabilir ama enflasyon beklentilerini olumluya çevirmeniz lazım. Bu da ortaya kapsamlı bir program koymakla olur."
Bu ifadeleri duyunca yurttaş olarak ne yapabiliriz? Asıl sorun burada…
Elimiz kolumuz bağlı, oturup gelişmeleri takip ediyoruz. Cebimizdeki ile, bize verilenlerle yetinmek durumunda kalıyoruz.
İnşallah daha kötü günlere doğru sürüklenmeyiz. Yoksa halkın durumu hiç iyi değil.
Yek ekmeğe muhtaç olma denilen terimi bilir misiniz? Durum oraya gidiyor…