Çarşı Pazar yangın yeri gibi. İnsanların cebindeki paranın değeri her geçen gün azalıyor. İşsizlik almış başını gidiyor. Fırsatçılar kol gezip her kalem üründe vurgun üzerine vurgun yaparak fiyatları yükseltiyor.
Yani geçim sıkıntısı ülkede hat safhada…
Durum böyle olunca yapılan siyasi anketlere de bu sıkıntılar direk olarak yansımış. Önceki gün MetroPOLL Araştırma şirkezinin her ay düzenli olarak hazırladığı ve kamuoyu ile paylaştığı anketi okuyunca bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum.
MetroPOLL Araştırma'nın hazırladığı son seçim anketine göre kararsız, protesto ve cevapsız oylar dağıtılmadan AK Parti'nin oy oranı yüzde 27, CHP'nin yüzde 18, İYİ Parti'nin yüzde 11, MHP'nin yüzde 9, HDP'nin yüzde 8, Saadet Partisi'nin ve DEVA Partisi'nin yüzde 2, Gelecek Partisi'nin ise yüzde 1 oy aldığı görüldü.
AK Parti, CHP ve İYİ Parti'nin barajı geçtiği ankette, 24 Haziran 2018 milletvekili seçimlerine göre barajı geçebilen HDP ve MHP ise yüzde 8 ve yüzde 9 ile baraj altında. Bu sonuçla birlikte uzun bir süre sonra MHP'nin MetroPOLL anketlerinde HDP'yi geçtiği görüldü. Ankette en dikkat çeken sonuç ise yüzde 20 olarak ölçülen kararsız seçmen oldu. Araştırmada "Kararsızım" diyenler 8.7, "protesto oy" diyenler yüzde 6, "cevap yok" diyenler ise 5.9 olarak belirlendi.
AK Parti’nin oylarının yüzde 27’lere kadar gerilemesinde ülkenin ekonomisinin bozulması ve kötüye gitmesinin birinci neden olduğunu söyleyebiliriz. MHP’nin oylarının da düşmesi AK Parti ile birlikte ittifak yapması ve her konuda AK Parti’ye açık çek vermesidir.
İşin garip yanı, CHP’nin oyları yükselmiyor. İYİ Parti’nin de o kadar gayrete rağmen oyları hatırı sayılır derecede yükselmiyor. HDP ise yine ha keza eriyişte ve düşüşe geçmiş.
İşin en ilginç yanı da kararsızların yüzde 20 olması. Aslında bu yüzde 20 kararsız değil bana göre. Kararlılar ancak seslerini yükseltmeden ‘sandıkta hesaplaşırız’ diyen kesim bu kesim. Seçimin kaderini de bu kesim belirliyor zaten. Bir tarafa yüklenip diğer tarafı alaşağı edebiliyorlar. Protesto oy bile çıkabiliyor ise ankette varın artık siz hesap edin olayın seyrini.
2023 tarihinde yapılacak olan seçimlerde Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri birlikte yapılabilir. Yani seçmenin önüne iki ayrı sandık konulup iki farklı seçim yapmadan bir seçim birlikte gerçekleşebilir. Bu seçimde de Cumhurbaşkanı için kullanılan oy ile meclis için yani milletvekili seçimi için konulan sandıktan farklı sonuçlar çıkabilir.
AK Parti meclisteki sayısal üstünlüğü kaybedebilir. Yani ülkede iktidar AK Parti olmayabilir. Ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tek başına yeniden seçilebilir. Böyle bir durumda yeni sistemin nasıl işleyeceğini de böylelikle yaşayarak görebiliriz.
Elbette seçim sattı mahalline girmedik. Daha önümüzde 2,5 yıl var. Bu süre zarfında neler yaşanacak onu da yaşayarak göreceğiz. Lakin ortada duran bir gerçek var ki o da ülkenin ekonomisinin kötü olması anketlere de sandığa da direk yansıyor. Halkın durumu hiç iyi değil.
AK Parti’nin milletvekillerini ben kendi adıma halkın arasına karışarak onlarla birlikte olup dertlerini dinlediklerini görmüyorum. Belirli yerlere ziyaret yaparak zamanlarını geçiriyorlar. Halkın yanına gitmeye sanırım çekiniyorlar. “Tencere boş, ekmek alacak param yok” diyenlerin sesini duymak istemiyorlar!
Eğer isteselerdi halkı ziyaret ederek onlarla hemhal olurdular.
Eğer isteselerdi bugüne kadar halk ile bütünleşerek anketlerden AK Parti’nin oyunun eriyip gittiğini görerek kendileri de mutsuz olmazdılar.
Bunu da AK Parti Genel Merkezi bir kenara not etsin. Milletin vekilleri milletten uzak…