Hiç kızan, sinirlenen ve bozulan insan karşısındaki insanı sever mi? Bu soruyu kendinize sorun ve yanıtını arayın. Ben kendime sordum ve yanıtım ‘Hayır sevmez’ oldu. Aksine ondan uzaklaşır diye düşünüyorum.
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş söyledi bu sözleri. Elbette durup dururken bu sözü söylemedi Sayın Kurtulmuş. Son günlerde ekonomide meydana gelen depremden sonra, akaryakıt, elektrik, doğalgaz zamlarının halka yansımasından sonra çıktığı televizyon programında konuşan Numan Bey, “Halkımız bize kızıyor ama bizi seviyor” yorumunda bulundu.
Yani zamdan etkilenenlerin kızgınlıklarının ardında bir sevilme olayının da yattığını belirtti bir adet Sayın Numan Kurtulmuş…
Ben bu ifadeleri doğru bulmuyorum. Konuyu yumuşatma adına kıvrak zekâyla söylenen söz olarak görüyorum. İnsan durup dururken kızmaz. Sinirlenmez ve bozulmaz. Eğer böyle bir tavra giriyorsa mutlaka karşıdaki insandan bir tepki almıştır.
Kızgınlık ise ancak özür dilemekle, affedilmek olur. Karşınızdaki eğer bunu yaparsa yani özür dilerse belki bir nebzede olsa af edebilirsiniz.
Kaldı ki son zamlardan sonra açıklamalarda bulunan AK Parti yetkilileri hiç özür dilemediler. Yani yapılan zamlardan dolayı kızan, sinirlenen ve bozulan yurttaşın sevmesinin devam etmesi adına (Numan Kurtulmuş’un ifadesine göre) özür dilemediler. Aksine, “Bizde benzinin litresi 14.5 lira. Avrupa’da 1.5 Euro” diyerek haklılıklarını savundular.
Sanayicilerin, organize sanayi bölgesinde iş yapan firmaların doğalgazını kestiler. Elektrik faturalarına kademe getirip yüzde 127 zam yaptılar. Hiç özür dilemediler.
Sonrasında halkın AK Parti’yi (Numan Kurtulmuş’un ifadesine göre) seviyor olmasının izahını ben kendimce yapamıyorum. Nereye gitsek insanlar ceplerini yakan zamlardan şikâyet ediyorlar. Artık bütün konuşmalar zam ve ‘ne olacak halimiz?’ sorusuna yanıt aramakla geçiyor.
Böylesine büyük bir sıkıntının altından kalkmanın yöntemini televizyon ekranlarında ‘halkımız bizi seviyor’ diyerek geçiştirmek AK Parti’ye ve kurmaylarına bir şey kazandırmaz. Emeklilere verilen zamları elektrik zammı ile geri aldınız. Doğalgaz ve diğer ürünlere yapılan zamlar daha sırada bekliyor…
Enerji Bakanı yeni elektrik tarifesi ile ilgili sorulan bir soruya yanıt veriyor. Ve diyor ki “Bu bir deneme yöntemi. Bir yıl içindeki zamlı tarife ile ne kadar elektrik tüketildiğine bakacağız. Yeniden ayarlama yapabiliriz” diyor. Yani “tarifeyi kaldırabiliriz, ya da başkaca bir yönteme dönüştürebiliriz” demek istiyor.
Bakın bir şey söyleyeyim size AK Parti’nin sevgili kurmayları. “Vatandaş battaniye altında ısınıyor. Tencerede kaynatacak yemek bulamıyor. Açlık ve sefalet içinde insanlar var. Ülkenin insanı aç ve susuz. Siz yurt dışına yardımlar yapmakla övünüyorsunuz. Önce halkınızın ne halde olduğunu bir görün, görmek isteyin. Yoksa inanın bana bu yokluk size sandıkta oy olarak yansır! Benden söylemesi…”
Böylesine zor günleri atlatmak için kendimizce formüller bulmaya çalışırken ortaya çıkan sonuçları da Sayın Numan Kurtulmuş ve Sayın Enerji Bakanı gibi değerlendirmek de bizi rencide ediyor. Bilmenizi istedik hepsi bu kadar…
AK Parti’nin son 7 yıl içindeki uygulamaları ondan önceki 13 yıla göre bir mukayese edilmiş olsa aslında bizim içine düştüğümüz durumun fotoğrafı çekilir. Bütün bunların bizim başımıza niçin geldiğinin sonuçları ortaya çıkar. Belki bunu bir yorumlamak istersiniz.
Benim mahallem Denizli Mithatpaşa Mahallesi. Bir tek Ak Parti yöneticisi, milletvekili sokağımızdan geçmedi, mahallemize uğramadı. Bir toplantı yaparak ‘Ey halkım durumunuz nedir?’ diyerek bize derdimizi sormadı. Böylesine önemli bir günde dahi kapımızı çakan olmadı.
Sayın Genel Başkan ve Cumhurbaşkanımız partisinin yetkililerine topluyor Ankara’da. Çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayın diyor. Bu kurmayları Ankara’dan memleketlerine dönüyorlar. Partiye yakın sendikaları, dernekleri, belirli yerleri ziyaret ederek güya Sayın Erdoğan’ın talimatını yerine getirmiş oluyorlar.
Külliyen doğru değil bu uygulama…
Halka dokunmak zorundasınız. Tıpkı iktidara gelirken halka dokunduğunuz gibi…
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan partiyle ilgili raporları aslında teşkilatlardan ve parti kurmaylarından istemesin bence. Halktan rapor alsın. Mahallenin sakinlerinden dinleyerek alsın teşkilatlarının ne durumda olduğunu ve neler yaptıklarını buradan öğrensin.
Çünkü bazı haberlerin ve bilgilerin Sayın Erdoğan’a ulaştırılmadığını düşünüyorum. Yani teşkilatların başarısının yüksek gösterilip Ankara’nın böyle bilgilendirildiğini düşünüyorum.
Örneğin Ak Parti Adana teşkilatı “üye kayıtlarında rekor kırdık” diyerek empoze ediliyor. Ödül dahi alıyor bu konuda genel merkezden. Lakin yapılan üye kayıtlarından üye olan kişilerin haberleri yok. Hatta bir kısmı internet üzerinden e devlet yöntemi ile partilerinden geri istifa etmişler. Yani bir kişi oturuyor bir yere, tanıdıklarını topluyor. Üye kaydı yapıyor.
Dönem bitiyor, aşk bitiyor… Üye kayıtları da geri geldiği yere gidiyor…
Sayın Cumhurbaşkanımızın halktaki karşılığı kişisel becerisi vallahi… Yoksa teşkilatların bir şey kattığı yok Ak Parti’ye ve Sayın Cumhurbaşkanına.
Aksini iddia edenler ile bu konuyu her zeminde oturup tartışabiliriz. Bu gidişat iyiye doğru gitmiyor. Derhal önlem alın, yoksa mutfak seçim kaybettirir. Bu ilgisizlik halkın oyunun başka yerlere kaymasına neden olur.