Mart ayının 10’nun bugüne kadar korona ile yattık, korana ile kalktık. Evde kaldık, dışarı çıkmadık. Maske taktık, sosyal mesafeyi koruduk.
İş yerlerini kapattık. 5 bine yaklaşan sayı kadar insanlarımızı bu virüs nedeniyle kaybettik. Şükürler olsun ki normalleşme sürecine girdik. Bu günden itibaren o korkulu günleri geride bırakmaya başladık ve güzel günlere yelken açtık.
Her meslek erbabı kendine görev özveride bulundu. Fırıncısı, bakkalı, esnafın tamamı özveride bulundu. 3 ay boyunca kazanmadan tüketip ceplerinden yediler.
Kan emici bazı kuruluşlar korona dinlemeden vatandaşı sömürdüler. Onlar için varsa yoksa paraydı. Bankalar da bu kan emiciler arasında yer aldı. Kapalı iş yerlerinin çalışmayan post makinelerinden ücret alacak kadar acımasız oldular. Memlekette en güzel şey nedir diye bana sorsanız ilk diyeceğim kelime ‘özgürlük’ olur. Özgürlük kadar güzel ne olabilir… Cebinizde paranız var, bir şey alamıyorsunuz. Yiyemiyorsunuz. Kapalısınız ve dışarı çıkamıyorsunuz. Elinizdeki ile yetinmek zorundasınız. Para ne işe yarar? Değil mi?
Demek ki özgürlük kadar güzel hiçbir şey yok…
Hayatın normalleşmesi ile bugüne kadar kıymetini bilmediğimizi özgürlüğün kıymetini anladık. Sanki daha önce özgürlüğü hiç yaşamamış gibi…
Bu koronalı günlerde insanları üzenler oldu elbette. Maddi anlamda insanların bu zor günlerini fırsata çevirenler oldu. Devletin yetkili kurumları sürekli olarak açıklamalar yaparak ‘fırsatçılara aman yok’ dediler. Lakin onların bu açıklamalarını kimse dikkate almadı. Herkes bildiğini okudu adeta…
Mahalle arasındaki insanların ağızlarından düşmeyen bir ifadeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu fırsatçılar konusu açıldığında ilk söyledikleri ifade “Allah yedirmesin” oluyor… Aslında bu ifade çok ağır bir ifade. Elbette Allah yedirmesin. Bunda bir sıkıntı yok. Keşke bu bedduayı almasalar… Lakin onlar hak ettiler. Temizlik malzemelerinden yiyeceklere kadar zam üzerine zam yaparak insanların sırtından para kazanan bu fırsatçıları Allah bildiği gibi yapacak elbette… Bunda hiç ama hiç sıkıntı yok…
Asıl sıkıntı bu koronalı günlerde varını yoğunu yiyerek bitiren, tüketen insanlarda. Asıl sıkıntıyı onlar çekmeye başladılar. Şimdileri kazanç yok, borç çok… Kara kara düşünüyorlar. Özgürlükleri var bu kez ama paraları yok… Yani özgürlük de tek başına yeterli olmuyor. Eyy para sen nelere kadirsin! Paralı da olmuyor, parasız da…
O halde yeteri kadar olsun yetinelim diyelim ve özgürlüğümüzün de kıymetini bilelim.