Gerginliğe, kaosa asla izin vermemek gerekiyor. Ülkenin acilen tansiyonunu düşürmeye yönelik eylem planları içerisine girerek 82 milyon insanın kardeşçe yaşamasına ait tüm dilek ve temenniler ile toplum bilinçlendirilmelidir.
İnsanların kardeşçe yaşamalarına ait tüm imkânlar da seferber edilmelidir.
Kısacası ‘tansiyonu yükseltmeye’ hiç gerek yok…
Adana’da yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ediyorum. AK Parti içerisindeki sıkıntıları da kanımca ‘Genel merkezden’ daha iyi biliyorum. Çünkü ‘direk olarak yaşayan’ insan olarak dışarıdan konuya dâhil olanlara göre olup bitenleri daha iyi bilir.
Bir il başkanlığı yarışı başladı kentimizde son günlerde. Genel merkez tarafından ‘il başkanı kim olsun?’ sorusuna yanıt aranıyor. Bunun içinde cep telefonu mesajı yöntemi ile bir adet nabız yoklanıyor.
Ne kadar sağlıklı? Orası tartışılır…
Mesajlar kimlere geliyor? Kimler bunu organize ediyor? Nasıl denek seçiliyor? Bütün bunlar kapalı kutu…
AK Parti’nin en büyük sıkıntısı ‘iktidar iken, gücü elinde bulunduranların gücü kaybettiklerinde partinin sağından ve solundan geçmemeleri’ olarak nitelendirmek en doğru yöntem olur.
Daha öncede dile getirdim. AK Parti’den il başkanlığı, milletvekilliği, komisyon başkanlıkları, üyelikleri, il genel ve belediye meclis üyelikleri yapanlar yani bir dönem ‘kaymağı yiyenler’ şimdileri neredeler?
Bu sorunun yanıtını aramış olsanız ve bulsanız sanırım bütün sıkıntı ortadan kalkar. Yönetim kademesine getirilenlerinde iktidar partisinin rehavetini kendi rehavetleriyle birleştirip ‘ne oldum delisi’ gibi hareket etmeleri Adana özelinde ‘başarısızlığı’ getiriyor.
Belediye başkan adayı olan arkadaşların belediye meclis üyeleri listesini nasıl yazdıklarını bir sorgulayın. Kimler nasıl meclis üyesi yazıldı? Bu sorunun yanıtını bulun, başkaca söze gerek yok aslında.
AK Parti’nin kurulduğu günden bu güne kadar geçen süre içinde kimler geldi, kimler geçti bir bilseniz. Liste yapsam sayfalar dolusu liste olur. Lakin bakın bakalım bu gelip geçenler şimdileri neredeler? Yoklar…
Sebep?
“Ben yok isem gerisi tufan…”
Bunu da bir türlü ortadan kaldıramadı AK Parti… Tıpkı diğer partilerin kaldıramadığı gibi…
İktidar partisini iş bulma, ekmek temin etme, bir yerlerden imkân sağlama kapısı olarak görme zihniyeti başarısızlığın temel sebebi…
Son yerel seçimlerde CHP Adana’da büyük bir başarı yakaladı. CHP’nin il ve ilçe başkanları yoktu, seçime böyle gittiler. Teşkilatları dağılmıştı. Lakin parti olarak belediyeleri kazandılar.
Sebebi nedir biliyor musunuz? Düzgün aday belirleme, sıkıntısız bir liste hazırlama, mevcut AK Parti’nin de desteklediği ‘MHP’li adayların ve AK Partili adayların Adana tabanında sıkıntılı isimlerden oluşuyor’ olmasıdır.
Sadece merkez ilçelerden Yüreğir’de seçim kazanan AK Parti’nin başarısızlığının temelinde teşkilat başarısızlığı yatıyor. Seçim koordinedeki yanlışlık, MHP ile olan uyumsuzluk, Hüseyin Sözlü konusunda halkın ‘yeter artık gitsin’ moduna dönüşen duruşu, seçim kaybının temel nedenidir.
Geldik çok önemli bir sürece…
Kan kaybının önüne geçmek adına yine bildiklerini okuyorlar AK Parti’nin genel merkezi…
Başarılı olmak istemiyorlar sanki…
İnsanların gazını alır gibi mührü yine birilerine vererek ‘bu kez de bunu deneyelim’ cinsinden bir arayış sonucunu getirip partilinin önüne koyacaklar…
Koyacaklar diyorum, koyar iseler sonuç ‘elde var sıfır’ olur.
Bu kadar uyardık. Bana hep söyleyip duruyorlar. AK Parti yönetiminde niçin yer almıyorsun? Diyorlar.
Onlara verdiğim yanıt ‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar. Sıra gelmiyor ki simsarlardan’ diyorum.
Toparlayıcı, kucaklayıcı, aktif, proje üreten, toplumsal barışı sağlayan yaklaşım tarzı, kenti bilen, bu kentin değerlerine sahip çıkan, yerel yönetimler ile barışık, sinerjisi yüksek insanları ‘biat kültürüne yakın’ insanlara tercih ettiğiniz sürece başarılı olamazsınız…
‘Yüksek dağların yüceliğini ancak o dağdan uzaklaştığınız vakit hissedersiniz’…
Varın çözün artık bu sorunu…