Celal Güven kimilerine göre Millet, kimilerine Zillet, kimilerine göre İllet, bana göre ise Mahcup olan İttifakı çok fena ürkütmüş, çok fena korkutmuş..
Cumartesi günü, hem biraz siyasal havayı koklayayım hem de Türk Milliyetçilerine Celal Güven'i anlatayım diye Sarıçam'a gitmiştim..
Yanlış anlaşılmasın, DSP'nin Sarıçam Belediye Başkan Adayı olan Celal Güven ile tanışıklığım hatta merhabam bile yok..
Ancak, o bölgenin çocuğu olarak, o bölgenin insanı olan Celal Güven'in kazanmasını istediğim için, eşten dosttan Celal Güven'e oy vermelerini tavsiye ediyorum..
Hiç bir tanışıklığım olmasa da, bugüne kadar izlediği politikalar, demokratik sol çizgideki duruşu, en önemlisi de Güven ailesinin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı ve Adana'nın kurtuluşuna yaptığı büyük katkıdan dolayı, siyasal yanar dönerlerin oy avcılığına çıktığ şu günlerde Celal Güven için oy istiyorum..
İşte bu amaçla Sarıçam'da yaptığım gezi sırasında bir şey dikkatimi çekti..
Seçimlere girmeyip İP'in adayına destek veren CHP'de dahil olmak üzere her parti ilçeyi bayraklar ve afişlerle süslemişler..
Hiç biri diğerinin afişini kapatmaya çalışmamış..
Yan yan yana asmışlar..
Tek istisna, İP ile DSP afişleri arasında..
CHP tabanının oyunu alacağın sanan İP'liler, DSP Adayı Gelal Güven'in afişlerini kapatmak için bayağı bir çaba harcamışlar..
Celal Güen'in resminin olduğu afişin üzerine topuklu siyasetçinin afişlerini asmışlar..
Akılları sıra, Celal Güven'in afişlerini saklamışlar..
Öyle yapınca da başta CHP'liler olmak üzere halkın Celal Güven'i görmeyeceğini sanmışlar..
Celal Güven'in afişleri bile umudunu CHP tabanından ve sol seçmenden gelecek oylara bağlayan İP'lileri çok fena korkutmuş..
Lakin ne güzel demiş atalarımız, "korkunun ecele faydası yok" diye..
Afişlerini topuklu siyasetçinin afişleriyle saklasanız bile Celal Güven sizden çok alacaktır..
Hatta, Cumhur İttifakı kazanmasın diye İP'i şanslı görüp oraya meyil eden seçmenler de gerçeği farkına varıp, AKP ve MHP'nin ittifakını içine sindiremeyen kesimlerle birlikte yönelmesi halinde Celal Güven'in sandıktan birinci çıkma şansı bile çok yüksektir..
******************
Kapının altında kalan sözünün eri
Sarıçam'daki gezilerim sırasında dikkatimi çeken bir başka afiş, umudunu ittifaka bağlamış bir siyasetçininki oldu..
Diğer siyasetçilerin afişlerine nazaran devasa sayılacak bu afişlere göre, umudunu bir başka partiden gelecek oylara bağlamış olan siyasetçi sözünün eriymiş..
Herhalde verdiğim her sözü tuttum demek istiyor..
Şimdi ben, o afişin önünde denk gelse o siyasetçiye kapı nerede kapı diye sorsam, kendisinin kafasını çevirip gideceğinden, yanındaki bir kaç kişinin de "zamanı mıydı?" diye sitem edeceklerinden adım gibi eminim..
Ben afişe bakarken, aynı anda afişi okuyan bir kaç yurttaşın da gülerek, o siyasetçinin verdiği sözler olduğunu sandığım bazı tümceleri birbirlerine sıralayıp gülmeleri de dikkatimden kaçmadı değil..
Gülerek bilmece gibi birbirlerine bazı şeyler söyleyen yurttaşları afişe başbaşa bırakıp oradan ayrılırken,afişlerin ve sözlerin bir kapının altında ezilmelerinin e kadar acı bir durum olduğunu düşünmekten de kendimi alamadım..
**************
Kurucu başkanlık ve emekçi siyasetçilik
Adana'da siyaset yapan bir hanımefendi sayesinde siyaset ile ilgili yeni yeni terminolojiler ve kalıcı unvanlar olduğunu öğreniyoruz..
Önce, "siyasetçilik" diye bir meslek olduğun öğrenmiştik..
Yıllardır gazetecilik yapan biri olarak bugüne kadar Türkiye'de varlığını bilmediğimiz bir meslek olduğunu ve o mesleğin adının siyasetçilik olduğunu o hanımefendi bize öğretmiş oldu..
Seçim kuruluna verilen listede mesleğini siyasetçi olarak belirterek, kıyıda köşede kalmış olan mesleği gözümüzün içine sokmuştu..
Tabii, kamuoyunu siyasal terminoloji açısından bilgilendirmesi siyasetçilik mesleği ile sınırlı kalmadı..
Yine onun seyesinde "emekçi siyasetçi" diye bir kavram olduğunu da öğrendik..
Üstüne bir de kurucu başkanlık denilen makamın, sonrasında hangi makamlara aday olunursa olunsun, kalıcı bir unvan olduğuna da anladık..
Hem de öyle bir kalıcılığı sahipmiş ki, mevcuk başkanlar yerine kurucu başkan olarak açıklamalar bile yapılabilir..
Basın, kurucu başkan olarak bilgilendirilebiliyor..
Hatta seçim çalışmasında bile adaylık yerine kullanılabiliyor..
Görünen o ki, önümüzdeki 20- 25 günlük süreç siyasette bilmediğimiz yeni yeni terminolojileri duyacağız, bilmediğimiz terimleri öğreneceğiz..
Aydınlanma dedikleri bu olsa gerek!..